Hayatım, anne ve babamın anlattığı o şefkat dolu hikâyelerin tohumlarıyla doğup, bana uzanan bir hayvanın patisiyle birlikte büyüdü. Ben bir çocuktum, kendi hikâyemi mırıldanarak gezerken etrafta, bir başka çocukla çarpıştım. O çocuk bana baktı, gülümsedi ve elimi tuttu. Beni oradan oraya sürükleyerek, herkese emekleyerek başlayan, ardından tüm şehiri koşan serüvenimi anlatmaya başladı. Ben bir çocuktum. Bir meşe ağacının gölgesinde oturup, etrafı seyreden; oranın büyüsüne kapılıp, kendi dünyasını yaratmaya çalışan, ufak, küçük bir çocuk. Herkesi iyiliğe sürüklemeye çalışan, kimsenin kötü olmayacağına inanan basit, mutlu bir çocuk. Ben Fatma. Ben bu zor, kasvetli ama bir o kadar da mutluluk dolu yola çıktığımda tek başıma olsam da attığım her adımda birçok pati ve insan eşlik etmeye başladı bana. Bana bu serüvende yardım eden, yardımlarını hiç eksik etmeyen tüm insanlara büyük bir teşekkür borçluyum. Beni her şekilde kabullenen, her daim yanımda olan kuzenim Zeynep Şule'ye de öyle. Daha birkaç yıl önce yazdığım bir iki satırda beni tanıyıp, tüm dikkatini bana veren, daha önce onu hiç canlı olarak göremediğim hâlde her daim yanımda olduğunu hissettiğim ve hikâyemi paylaşmamda yardımcı olan Yabanilkedi'ye, beraber bir çalışma koymamıza yardım eden Mete Toluk'a, her türlü tasarım işlerinde yanımızda olan Aybüke Önür'e, beraber büyüdüğüm ve birçok şeyi öğrendiğim YKA topluluğuna, hikâyem sayesinde tanıştığım sayısız dost ve okura, bana her daim inanan anne ve babama, bu kitabın bana kazandırdığı büyük aileye, yine bu kitabın bana kazandırdığı, koşulsuz şartsız beni seven ve her daim, maddi manevi hiçbir destekten kaçınmayan, beni en değerli aile üyeleri gibi gören bu güzel yayınevine teşekkürlerimi sunarım.All Rights Reserved
1 part