Başlangıç Tarihi » 05.04.20 «
Final Tarihi » 31.12.21 «
Hiçbir zaman bir çıkış yolu bulabileceğimi düşünmemiştim, o hayatıma girene kadar benim için mutlu bir son olduğunu bile düşünmemiştim.
Bana nasıl hissettiğimi sorduğunda, hiçbir şey demedim ama onun yanında bütün renkler çok daha parlak görünüyordu. Yıldızlar artık geceleri aydınlatıyor, fırtınalar onun sayesinde yok oluyordu. Onun yanında ayaklarım beni çok hafif hissettiriyorlardı. Onunla birlikte güneş ilk kez benim için doğuyor gibiydi.
Ama ben yine de tüm işaretleri görmezden geliyor, ona sırtımı dönmeye devam ediyor, kalbimi ondan saklamaya devam ediyordum. Onun aşkım için savaşmasını istiyordum, içten içe ona güvenmeyi dileyip duruyordum.
Evet, ona karşı hep inatçı kalıyorum, çünkü onda bütün güzel şeylerin olduğunu bir türlü kabul edemiyorum. Onun benim için doğru kişi olduğunu kendime bir türlü itiraf edemiyorum. Onu görünce kalbim hızlanıyor, kafam karışıyor, başım hiç olmadığı kadar hızlı dönüyor. Bunun aşk olduğuna emin olsam bile bunu kabul edemiyorum. Onda daha önce hiç görmediğim bir şey gördüm, bu beni korkutuyor, bütün bunlara rağmen bir türlü karar veremiyorum.
Onun yanında kendimi bir çocuk gibi hissediyorum, oynayacak bir şeye ihtiyaç duyan bir çocuk gibi hissediyorum. Yaşayamadığım çocukluğumu bana yaşatan o adamı çok sevmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Arka bahçede birbirimize koştuğumuz, birlikte uzaklara gitmekten asla korkmadığımız bir dünyanın içinde yaşıyor oluşumuz bütün buzları eritiyordu.
Karanlık olana kadar dışarıda duruyor, birbirimizi çok seviyorduk.
Şimdiyse artık güneş hiç açmıyor.
Gün ışığı hiçbir şeyi düzeltemiyor.
Karanlıkta başlayan hikayemiz tekrar karanlığa gömülüyor.
[Olayların gerçek kurum, kuruluş ve kişiler ile bir ilgisi yoktur.]
[Tüm haklarını saklıdır.]
Herkesin şaşkın bakışlarının eşliğinde piste doğru el ele ilerledik. Sezer elimi bırakıp yüzünü bana doğru döndüğünde ilk başta ne yapacağımı bilememiştim. Ama o biliyordu. Elinin birini belime sarıp beni kendisine doğru çekti. Diğer elim de elini bulmuştu. Birbirimize çok yakındık. Akıl sağlımı korumak adına kendimi biraz geri çekmeye çalışsam da buna izin vermedi. Tam tersi beni iyice bedenine yapıştırmıştı. Kulağımda nefesini hissettiğimde gözlerim kendiliğinden kapanıverdi.
Solist yerine ben bir tek Sezer'in söylediklerini duyuyordum o anda. Şarkıyı kendi sesiyle benim için okuyordu.
"Ben bal arısı gibiydim senden önce
Bak pervanelere döndum seni görünce"
Sesi güzeldi Sezer'in. Eskiden okulun müzik grubunda yer alıp, okul programlarında şarkı bile söylerdi. Ama burada, bunu yapmasını hiç beklememiştim. Peki ya bana ne demeliydi? Resmen adamın büyüsüne kapılmış gidiyordum.
"Yana yana kül olsam her an
Yine de senden ayrılamam
Yoluna adadım ömrümü ben
Sensiz olamam
Yana yana kül olsam her an
Yine de senden ayrılamam
Bin yıl yaşasam yine sana doyamam"
Yutkundum. Gözlerimi bile açamayacak kadar aciz bir durumdaydım. Yanağımı Sezer'in yanağına yaslamış bir hâlde, onun kulağıma değen sesini duyuyordum sadece.
'Bana ellerini ver', dediğinde elimi daha sıkı kavramıştı.
"Hayat seni sevince güzel
Sana gönlümü verdim nazlı güzel..."
Müziğin sona ermesiyle bir rüyadan uyanırmışçasına göz kapaklarımı yavaşça araladım. Sezer de başını geri çekerek gözlerimin içine baktı. "Seni seviyorum Naz'lı sevgilim," diye fısıldadığında bir an için kalbim durdu sanki.