Üstün zekalı bir tıp öğrencisi olan Anı, çekmemesi gereken birtakım fotoğraflar çeker ve bunun sonucunda peşine takılan adamları atlatmaya çalışır. Kalabalık olduğu için girdiği oyun salonunda kamufle olmaya çalışırken, jetona ihtiyaç duyduğu bir anda ona jeton ısmarlayan adamın kim olduğundan habersizdir.
Duhan ve Han bir bedende bulunan iki farklı kişiydi aslında. Duhan, çizdiği her tablosunda geleceğini hayal ederken Han, ellerinin altında kırılan kemiklerle geçmişin hesabını sormak peşindeydi. Sarıya çalan ela gözleri, kumral saçlarıyla onu Güneş sanmanıza neden olsada o karanlığın bir parçasıydı.
Bir tetikçinin çiçeğe hayat veren Güneş olmasını bekleyemezdiniz? Öyle değil mi?
🌙
Bazı hikayelerin sonu yoktur. Kitabı kapattığınızda içinde bir boşluk yaratır.
Bizim aşkımızı dolduracak kadar çok satır yok bu kitapta sevgilim. Satırlar az, cümleler fazla. Duygularımız sığmaz bu kitaba. Bu hikayenin bir sonu yok. Bizim bir sonumuz yok.
Kibritten farksızdım. Yer yüzüne inmeden önce Tanrıya cayır cayır yanacağıma dair söz vermiş gibiydim. Bir gün tamamıyla benliğimi kaybettiğimde, geriye kalan küllerimi tatlı bir meltem savuracaktı ve ait olduğum yere, karanlığa kavuşturacaktı beni. Karanlıktaki yerimi alacak ve duhanın parçası olacaktım. Ve o gün geldiğinde geriye kalan parçalarımı bulma umuduyla tekrar ve tekrar açacaktım gözlerimi.
Yayımlanma tarihi: 26/05/2022
Bütün dünyanın aradığı katil ansızın hayatınıza girerse sizi soldurmasına izin verir miydiniz? Yoksa bütün yapraklarınız onun için mi açardı?
❝Zafer her zaman en güçlü olana ait değildir. Bazen en acımasız olan kazanır. Kanla yaz ılmış bir kaderi var, ruhundan söküp atamayacağı bir miras. O, şeytanın bile tereddüt ettiği yolda yürüdü. Ve sen, bu fırtınanın tam ortasındasın.❞
Hayatı her zaman soluk bir çiçek gibi olup, kendinden çok başkalarını düşünenlere...