"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir..." demiş Tolstoy.
Saye kötü hislerini, şeftali ağacının altına gömerek kafasından silmiştir. Hayata her zaman renkli bakar, umut onun için bitmek bilmeyen bir oksijendir. Hayallerinin peşinden ise koşmayı asla bırakmaz. Okul, ev ve sera arasında geçen hayatını, çiçeklere bağlanarak daha da renklendirmek ister. Ama yaşadıkları küçük kasabaya yeni birileri taşınır. Hikaye böyle başlar, şehre bir yabancı gelir. Yabancının renkleri soluktur. Herkes mutluluğu kaldıramaz, renkleri görüp güzel kullanamaz.
Hisler ya kararır, ya da toz pembe bir toz bulutuna dönüşür. Sevgi acıtmaz, yaşatır.
"Şimdi burada öldürüyorum tüm kötü hislerimi, mutluluğumun önüne geçmeyeceğine yemin ederek."
🌱