Ay parçası'nın içinde doğan acıyı, intikam ateşi körükledi.
Ölüm bütün geçitleri kapatmış, kan kokusunun etrafa yayılmasını bekliyordu.
Ay parçası o kanın içinde boğulmayacak, Kandemir'in nefesi olmasına izin verecekti.
Kan, cesedi takip ediyordu. Ceset, ölümün pençesinde sürükleniyordu. Ölüm, feryatların arkasına sığınmıştı. Feryatlar ise cehennemin kapılarını aralamasına neden olmuştu.
Ve Mehir Gürsoy, bu işe cehennemden başlayacaktı.
Birisi siyah,
Birisi beyazdı.
Sesindeki mürekkep dolu kalemin yemin sözü üzerine bir yemin daha etmişti.
O siyahın içindeki beyazı kendisi yaratacaktı.
Beyazın kırık tebessümü, siyahın bir nebze yumuşamasına neden olmuştu.
"Bu hayat çok karanlık, sakın ışığını söndürme ay parçam."
© Tüm Hakları Saklıdır! ©Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang