Gökyüzü siyaha bulandığında beyaz kristaller birbirine değmeden yeryüzüne inerken küçük bir kız çocuğu ayaklarına bulaşan zemheri soğuğunu kalbinde hissediyordu. Derin bir nefes aldı ve boğazına düğümlenen tüm hayatı gözlerinin önünden geçti. Yürürken beraberinde ona hiçbir anlam kazandırmayan hayatını geleceğe nasıl uzanacağını düşünüyordu. Kaybedebilirdi, yok olabilirdi ama asla geçmişinden kaçamazdı. Ve o yeterince kaybetmiş; çoğunlukla yok olmuştu. ''Yere düştüğünde kalkmak için birilerinden yardım beklersen; zavallı. Ellerini bütün kire karşı yere koyup kalkmaya çalışırsan; doyumsuz, karşındaki ölümsüz adamın gözlerinin içine bakıp onunda düşmesini sağlarsan; cesur olursun.''