"ama sen hayatıma girince karanlık duvarlarda rengarenk oldu tablolarım." diyordu Oğuz. o karanlık duvarların şahit olduğu acısını, teninde silinmeyen izleriyle anıyordu çünkü. rengarenk tablolar nefes oluyordu çürüyen portresine.
duygularını sildiğini, kalbini toz tutmuş raflarda beslediğini, iyi bilen biri vardı. o kalbi oradan almaya çalışıyordu, gözlerindeki sönmüş baharı yeniden canlandırmaya çalışıyordu. üzerine örtmeye çalışıyordu tüm ezbere bildiği masalları.
"kelebeğin ömrünü unut, o unutuyor severken."
diyordu tüm kanayan çabasıyla. kalbinin acısından kurduğu beşikte onun hiç sevilmemiş çocukluğunu sallıyordu.
***
adanmışlık vardı bu hikayede, sevgi vardı.
bir kanat çırpınış vardı, iyileşmeyen yüreklere...
sonunu bile bile atılmış cesur adımlara ithafen.
10.05.20
Aden, tiktokta gördüğü abimin arkadaşı akımını abisinin arkadaşı Mert'de denemek ister.
En fazla ne olabilir ki? Diye d üşünüp abisinin arkadaşına akımı yapar ama kaderin cilvesini unutur :)
...
Bütün haklar saklıdır.