Geçmişi ve yaşadıkları kalbinde nasır tuttuğunda ruhundan eser kalmamıştı. Teninin narinliğine işledikleri günah, duygularını yıkık dökük bir enkaza çevirmişti. Güçlüydü. Güçlü olmak zorundaydı. Yoksa nasıl ayakta kalırdı? Genç kız on dört yılının intikamını almak istiyordu. Tabii ki alacaktı, almak zorundaydı. En azından üstüne toprak atılmış ruhu rahat etmeliydi. Kalbi; intikamıyla yanmak, çığlık attırmak için bombayla doluydu. Bir kağıt bombanın fitili olabilir miydi? İntikam kuyusunun içine düştüğünde yalnız değildi. Bir adam vardı. Gözlerinde ki yangınla yakıp kül eden bir adam. Umursamak istemiyordu genç kız. Fakat kalp konuştu mu susmuyordu işte. Başını kaldırdı ve bulutları ile süzülen aya baktı. Sonra fısıldadı; "Kalbimin bu denli yanacağını bilseydim, o zaten senin güzel avuçlarında olurdu."
14 parts