Hüzün Yağmuru Senfonisi
  • Reads 72,604
  • Votes 9,462
  • Parts 35
  • Reads 72,604
  • Votes 9,462
  • Parts 35
Ongoing, First published May 08, 2020
"99 tane sarı balon uçuracağız gökyüzüne iyileştiğin gün."

Küçük kız, gözüne gelen gün ışığını minik elleriyle engellemeye çalışırken başını çevirip yanında duran masum yüze baktı.

"Neden 99 tane?" diye sordu anlam veremeyerek. Çocuk, küçük parmaklarının hepsini açıp on sayısını gösterdikten sonra gülümsedi. "Çünkü en mükemmel sayı 10 olarak kabul edilir ve ben mükemmel şeylerden hoşlanmam." deyip serçe parmağını avucuna kapatarak dokuz yaptı.

"O zaman, neden 9 tane değil de 99 tane?"

"Çünkü 9 tanesi sevincimizi anlatmaya yetmez."

Birbirlerine bakıp tebessüm ettiler. Küçük kızın karşısında duran bu kişi, minik bir çocuğun yüreğinden çok daha fazlasını taşıyordu. Sakince serçe parmağını büküp çocuğa doğru uzattı. "Söz mü?" Küçük çocuk da onun yaptığı gibi serçe parmağını büküp kızın parmağıyla buluşturdu parmağını. 

"Söz, hem de güneş sözü."

•

mayıs 2020 | madamyazar

•kapak | sevgisizcesevdi•
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Hüzün Yağmuru Senfonisi to your library and receive updates
or
#12ağlamak
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
41 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
MAHİ (Mahalle Hikâyesi) cover
GECENİN İZİ cover
MAZHAROĞULLARI cover
İlkler Unutulmaz cover
Mission(Görev) (RAFLARDA) cover
Sarmaşık [BxB]  cover
MATEMİN ÇAĞRISI cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Ay'ın Çocukları Serisi cover
Fındık Tarlası cover

MAHİ (Mahalle Hikâyesi)

19 parts Ongoing

Yetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı. "Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi. "Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?" Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu. "Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.