''Mavi kelebekleri takip et, seni bana götürecekler... Eğer yağmurlu bir günde mavi bir kelebek o narin avuçlarına usulca konarsa bil ki ben senin hasretinden ağlıyorum ve hüznüm semaya sirayet ediyor...
Eğer o kelebek güneşli bir günde gelirse de bil ki senin sayeni, güneşin sıcaklığına bıraktığın rayihanı gözlemiştir.
Ve o kelebek yerine avucuna elim değerse birgün nehar başlayacak, Güneş bizim için doğacak demektir.''
Yolunu kaybetmiş, acılarına boyun eğip her şeyinden vazgeçmiş, ilk aşkının toprağını bile bilmeyen bir Bosnalı...
Gönülden gönle yol kuran, sevdayı yeni baştan öğrenen şehit kızı bir Türk...
Katliamdan yıllar sonra, Istanbul'da başlayan bir hikaye.
''Kaderler kesişmişse kaplerin de kesişmesi an meselesidir.''
Belki son diye bildiğimiz vukuatlar bilinmez bir geleceğin başlangıcıdır. Ve sen pes etmedikçe hiçbir şey sonun olmayacaktır...
Sevmediğiniz yüzünü dahi görmediğiniz bir adamla evlenmek nedir bilir misiniz?
"Abi yapma kurbanın oluyum!"
Ağlayan gözlere abime baktım, baba yarıma en değerlime.
"Ben diyeceğimi dedim, iste yada isteme Azad'la evleneceksin Evin."
...
Mutfağa girip elerimi tezgaha yasladım. Arkamda hissettiğim kara gölge ile kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Uzun boylu, kumral özenle şekillenmiş saçları, yeşil ormanı andıran gözleri ile karşımda duran adama baktım.
"Ne işin var senin burda?"
Elerini cebine koyup rahat bir ifadeyle parmak uçlarında yükseldi.
"Müstakbel karnımı görmek istemiş olamamı?"
Sinirle burnumdan soludum.
"Ben senin o tanıdığın kızlara benzemem bir tane çarparım ağzının üstüne!"
Yeşil hanelerini kısarak baktı yüzüme.
"Bu sözlerini sana yerdireceğim zamanı iple çekiyorum Ceylan gözlü."
Sonda kullandığı hitapla dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kayınca vücudum gerilmişti...
(İmdadım kitabımı okuduktan sonra bu kitabıma okumanızı tavsiye ediyorum kafanızın karışmaması için.)
Evin ve Azad
(kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)