"Belki kavga edebiliriz, küs kalabiliriz, birbirimizi üzebiliriz, mutsuz edebiliriz. Ama ne olursa olsun hep yanımda kal olur mu? "
-"Olmaz, yapamam Lina üzgünüm."
Lina sevdiği adamdan, değer verip deli gibi güvendiği adamdan, Emirin den, Balının dan duydukları karşısında yıkıldı, neden diye geçirdi içinden neden ben hep acı çeken , mutsuz olan taraf oluyorum diye.
...
Emir, Lina dan gözlerini kaçırarak, ondan ayrılmanın başka yolu olmadığını anlayarak, yaralı kuşunun daha da yaralanacağını bilerek ve kendinden nefret ederek şu sözleri söyledi.
-"Lina ben Masalla yurt dışına çıkıyorum."
-"Neden Emir, ben masal gibi çekici olmadığım için mi yada kısa giyinmediğin veya fazla makyaj yapmadığım için mi gidiyosun?. Emir yüzüme bak ve bana sebep söyle hadii.
Emir, Linasına bakarak içinden kendine küfür savurarak, onu bırakmak zorunda olduğu için kendinden bi kez daha nefret ederek.
-"Lina ben..ben seni aslında hiç sevmedim, sadece sana acıdığım için sana yakın davrandım. Hem benim gibi birinin seninle ne işi olabilir."
Lina yıkılmamak için kendini zor tutarak.
-"Haklısın aslında benim gibi biriyle ne işin olur. Bu arada oscarlık oyuncusun beni kullandığın.." der ve arkasına bakmadan koşarak uzaklaşır ordan.
...
Küçüklüğünden bu yana hep acı çekmiş bir genç kızın acımasız hayatla mücadelesi.
"Bir daha yüksek sesle konuşma yok tamam mı?" Sesinde yumuşak bir tını vardı. Normalde ona göre olmayan bir sesti. Yutkunmamak için zor tutum kendimi.
"Niye ki?" Demeden edemedim. Merak ediyordum benim ondaki yerim neresiydi?
"Sesinin kısılmasını istemiyorum Akça."
"Niye?" Dedim tekrardan. Sinirlenmesini bekledim ama sakince soruma cevap verdi.
"Senin sesini duymam gerekiyor."
"Niye?" Sabır diler gibi başını iki yana salladı. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp gamzelerini göstererek gülümsedi.
"Sesin bana huzur veriyor."