Kızın soluyor anne, su vereni yok. Kızının gün ışığına ihtiyacı var baba, karanlıktan çekip alan yok...
《》《》《》《》《》《》《》《》
Ormanın içinden gelen acılı çığlık sesleriyle ellerimi cebimden çıkararak korku dolu bakışlarla şoföre döndüm. Gözlerime dikkatle bakan herhangi bir şahıs, rahatlıkla mavi harelerimdeki endişeyi, rahatsızlığı fark ederdi.
"Durun, inmek istiyorum," dedim aniden. Bu cümleler mantığım tarafından değil, tamamen duygularım tarafından dökülmüştü dilimden. Zaten ne zaman mantığımı devreye sokmuştum ki?
Şoför, kısılı, çekik gözlerini yoldan çekerek çok kısa bir an göz göze gelmemizi sağladı.
"Kızım, buralar bu vakitte tehlikelidir. Allah korusun başına bir iş gelir," diye konuştu. Etrafıma kısa bir bakış attım. Benden başka kimse umursamıyordu. Duyduğuma emindim. Bir kaç yıl önce olsa, psikolojik olduğunu düşünür, geçerdim. Fakat bu farklıydı...
"Size durun dedim. İşimi zorlaştırmayın. Benim kararlarıma karışmayın, lütfen," dedim daha yüksek çıkan bir ses tonuyla. Evet, birilerinin fikirlerimi önemsememesine sinir olurdum.
Şoför derin bir nefes alıp otobüsü durdurdu. Kararımı değiştirmemek amacıyla parayı ödeyip hızlıca indim. Bir kaç dakika otobüsün düz, asfalt yolda gözden kaybolmasını izledim. Güneşin veda etmesine saatler, belki de dakikalar kalmıştı. Bakışlarımı zifiri ormanlık alana çevirdim.
Garipti. Çok garip.
Gündüz gözüktüğünden epeyce farklı...
...
Her şey burada başlamıştı işte. Benim hayatım...
Olması gereken, gerekmeyen her şey bu gün patlak vermişti dünyamda.
...
Maceramıza, macerama katılmak ister misiniz?
Gerisini merak ediyorsanız okuya bilir siniz ❤