Yüzüne vuran güneş ışıklarıyla uyandı genç adam. Her zamanki gibi uyanır uyanmaz aklına herşeyi, biricik sevgilisi Şebnem geldi. Hemen üzerini giyindi ve arabasına atladı aşık adam. Nihayet varabilmişti Şebnemciğinin yanına :) Odasına çıktı. Tabiki Şebnem hala uyuyordu. Şebnemin yanağına kocaman sulu bir öpücük kondurdu. Ve elindeki kahveyi Şebnemin burnuna dogru götürdü. Şebnem dayanabilir mi? :) Gözlerini açmadan başladı konuşmaya " Kahve kokusu ve Selim'in kokusu arasında bırakılmaz ki ama" Selim bunu cümleyi duyar duymaz Şebnemi tekrar öpücüklere boğdu. :)