Renkli boyalar ile kaplanmış yüzünü eğerek burnunu göğüslerimin etrafında gezintiye çıkardı, içine çektiği derin nefeslerin sonunda gri gözlerini gözlerime dikti. Kor ateşler içinde yanından grileri bedenimdeki en ücra noktaları uyarırken gözlerim dudaklarına takıldı. Ardından birbirine kenetlenen dudaklarımı araladım, kısık bir ses tonu ile düşüncelerimi önüne serdim. "Bana bu kadar yakınken aynı zamanda nasıl bu kadar uzak olabiliyorsun Sarper?" Dudaklarından alay dolu küçük bir tebessüm firar etti. Sonrasında dudakları yanağımdan kulağıma doğru bir yol çizerek ilerledi. İlahi gibi gelen sesi kulaklarıma ulaşırken kurduğu cümleler beynimin her köşesine kazındı. " Sen okyanusta batan küçük bir kayıkken ben seni içine çeken okyanusum Nyks. Bir damla ile seni boğabilecek güçlüyken kollarımı sana saracak kadar da merhametliyim. Senin elinde olan tek şey bu okyanusta son nefesini vermeden önce yaşamak için bir nefese tutunmak." O an anladım bu adamın benim nefsimin sınanışı olduğunu. Ona kapılırsam, günah... Ondan kaçarsam cehennem...