"Seni sevdiğimiz için senin hayatını kurtarmaya çalışıyoruz! Kimsenin demesinede gerek yok!"
"Ben uçurumun kenarındayım! 5 yaşından beri uçurumun kenarında 'KURTAR BENİ' diyerek bağırıyordum! Kimse duymadı! Hatta beni uçurumdan aşağıya kaç kişi itti haberin var mı? Yok tabikide! Avaz avaz bağırdım! Ama öyle sizin bildiğiniz gibi bir bağırma değildi! Bazen haraketlerimle, bazen sessiz haykırışlarımla, göz yaşlarımla hatta bakışlarımla bağırdım! Kimse görmedi, kimse bakmadı, hepiniz sağırdınız benim sessiz haykırışlarıma! Ben daha fazla ne yapabilirim?" "Beni görmeyen, haykırışlarımı duymayan birilerini neden dinliyim? Ya da beni binlerce kere öldürmüş insanları neden affedeyim? Sen söyle? Ne yapayım? Tekrardan uçurumun kenarından 'KURTAR BENİ' diyerek bağırayım mı?" "Üzgünüm! 'KURAT BENİ' demeyi bırakalı 1 sene oldu! Ablam kurtarmıştı beni! Ablamın ölümüyle ben o uçurumda düştüm! Dibe battım! Artık haykırsamda, bağırsamda, hatta kendimi paralasamda kimse duymaz beni!" "Yani anlayacağın 'ÖLDÜM BEN' artık 'KURTAR BENİ' diyerek haykırmayacağım"
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.