Suskunluk yemini etmiş dillere vurulan prangaların birer birer parçalandığı gece, tenine ay ışığı dökülmüş bir balerinin ruhu en sevdiği yerden sakatlandı.
Dinle, o gece cehennem kapısında dikilen bir iblis içeri çok sevdiği meleği davet etti. Melek kanatlarının yanacağını bile bile içeri girdiğinde iblis bencil, melek aşkından deli ilan edildi.
Sus şimdi, kurşun askerin kalbi o geceden önce de sakattı belki ama o canının yandığı yerlere tuz basmasa balerinin karşısına o gece çıkmaz, balerin güneşin bir daha doğmayacağını düşünürken güneşin doğacağına inandırmazdı.
Dal şimdi bu hikayeye, kurşun askerin kalbi, balerinin ruhu sakattır benim dilimde.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."