Yok oluştan var oluş
  • Reads 93
  • Votes 7
  • Parts 3
  • Reads 93
  • Votes 7
  • Parts 3
Ongoing, First published May 15, 2020
Eğer birgün ölürsem kızmayın sevdiğime o'da acısını bana acı çektirerek dindirdi benim suçsuz olduğumu bilseydi kıyarmıydı hiç bana canı yanar onun saçımın tek teline zarar gelse, gözümden tek damla yaş düşse yüreği acır onun, nefes alamaz, eğer ne kadar acı çektiğimi bilse Vallahi kahrolur o acısından , ama acısından dır beni görmemesi yoksa okşamaya kıyamadığı şaçlarımı koparırcasına çekmezdi benim sevdiğim elini kaldırmazdı..   

~~~~~~~~~~

"Senden nefret ediyorum, anlıyormusun beni senden nefret ediyorum sen babamın katilinin kızısın sen çocukluğumun, hayallerimin , acılarımın katilinin kızısın, o benden babamı aldı bende ondan biricik kızını..
Ve sen hergün yalvaracaksın bana seni öldürmem için evimde bi köleden hatta bir tutsaktan farkın olmayacak  ben ne dersem  onu yapacaksın  anladın mı lan beni.."

"Allah kahretsin seni ben naptım sana niye bu acıyı yaşatıyorsun bana sevmiyorsan niye evlendin benimle niye aşık ettin kendine hah niyeee..

" kes lan sesini birdaha sakın bana sesini yükseltme yoksa o dilini kökünden keserim anladın mı lan beni..? konuş sana lan anladın mı dedim sana!

"an anladım..

" şimdi s*ktirgit odana elimden bi kaza çıkmadan.

~~~~~~~~~~~

Mirza nın intikamı ve mihranı delice olan aşkı, acılara ve intikamına tutulan bir adam ve her ne olursa olsun sevmekten  aşık olmaktan vazgeçmeyen bir kadın ve onları birbirine bağlayan aralarındaki büyük tutku..

Mirza KARHAN ve Mihra KARHAN ın hikâyesi başlasın o zaman...¥k
All Rights Reserved
Sign up to add Yok oluştan var oluş to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
34 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
İMDADIM cover
SARRAF cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
AMARİS cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kara Gül  cover

GECENİN İZİ

34 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....