Geçmişin Peşinde
  • Odsłon 3,391
  • Głosy 1,033
  • Części 18
  • Odsłon 3,391
  • Głosy 1,033
  • Części 18
W Trakcie, Pierwotnie opublikowano maj 16, 2020
Karanlığa alışmamış gözlerini kısarak etrafında gezdirdi. Uçsuz bucaksız bir ormanın içinde yapayalnızdı. Etrafta usul usul esen rüzgarın ağaç yapraklarına çarpınca çıkardığı ses dışında hiçbir ses yoktu. 

" Neredeyim ben?" dedi etrafında dönerken " Neresi burası?" birkaç dakika nerede olduğunu çözmeye çalışmış daha sonra ise bulunduğu yerden ayrılıp yürümeye başlamıştı.

Yürüdü bir çıkış yolu bulabilmek için durmadan yürüdü fakat sanki bir labirentin içindeydi ne kadar çıkış noktası bulmaya çalışa da geçtiği yolların hepsi birbirinin aynısıdı sanki.

Biran soluklanmak için durduğunda garip bir his doğmuştu içine usulca başını arkasına çevirerek etrafına bakındı ve daha sonra hızla koşmaya başladı.

Çalıların arasından fırlayan bir kurtla daha da hızlandırdı bacaklarını ta ki  karşına biranda çıkan manzarayı görene kadar. 
Nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde bir kurt sürüsünün tam da ortasına düşmüştü. 

Çevresinde yarım bir daire oluşturarak durmuş kan kırmızısı gözlerini Gökkurtun üzerine dikmişlerdi.

"Vakit geldi " dedi az önce kendisi koşturan kurt yanına yaklaşarak. 

" Vakit geldi" 
Çevresini saran diğer kurtlar da etrafında dönerek aynı şeyi söylüyorlardı.

"Vakit geldi" 
" Vakit geldi" 
" Vakit geldi" 
" Vakit geldi" 
Yanında kendisini koşturan beyaz yeleli kurt kırmızı gözlerini gözlerine dikerek uzun uzun baktı ve tekrardan konuştu
" Zaman bitti beklemenin sırası değil artık vakit geldi!!"


KEMERLERİNİZİ SIKI BAĞLAYIN GEÇMİŞE GİDİYORUZ!!!
Wszelkie Prawa Zastrzeżone
Zarejestruj się, aby dodać Geçmişin Peşinde do swojej biblioteki i otrzymywać aktualizacje
lub
#21şifacı
Wytyczne Treści
To może też polubisz
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) autorstwa Maral_Atmc6
72 części W Trakcie
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
KIZIL GECE  autorstwa DuruMavii
85 części Opowieść Zakończona
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
To może też polubisz
Slide 1 of 10
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
ROYALTY •|• BxB •|• cover
GECENİN HİKAYESİ cover
KIZIL KURT_1( Alfa) cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
GÖLGESİZ DÜŞLER KRALLIĞI-( Kırılma Serisi-1 )-"Mücadele" cover
Ejderhanın Tutsağı cover
Kaçış cover
KIZIL GECE  cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)

72 części W Trakcie

Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.