Küçük prens Sehun bir Şenlik dansıyla kimsenin tahmin edemeyeceği bir şeyi başardı. İki tanrıyı kendine aşık etti. Ülkesini ve insanlarını soktuğu bu durumun farkına vardığında ise onun için tüm kaçış yolları çoktan tükenmişti.
Böyle olacağını bilseydim, o sahneye adımımı atmazdım.
Bir Tanrıyı cezbedeceğimi düşüne bilseydim asla ülkemde durmazdım. Sevdiğim insanları, toprakları, halkımı kanla sulamazdım.
İki Tanrının arasında kalacağımı tahmin edebilseydim her zaman gurur duyduğum güzelliğimi ellerimle yok ederdim.
Sonumun kendi ellerimden olacağını bilseydim en başta yapardım.
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.