Paragar: Tetramorf
  • MGA BUMASA 402
  • Mga Boto 133
  • Mga Parte 3
  • MGA BUMASA 402
  • Mga Boto 133
  • Mga Parte 3
Ongoing, Unang na-publish May 18, 2020
Bundan yıllar yıllar önce Paragar bütün sihirli varlıkların barış içerisinde yaşadığı sihirli bir diyardı. Hiçbir kötülüğü barındırmazdı, belki de onun sihri buydu. Elementlerin kontrolcüleri, majisyenler, curupiralar... Hepsi, hepsi bir aradaydı. Fakat zaman öyle bir hal aldı ki, iblisin ta kendisi olan Dybbuk büyülü zincirlerle kapatılmış demir parmakların ardından dış dünyaya kaçmıştı. Bulduğu ilk beden bir majisyen olmuş ve güçlenebilmek için yıllarca çocukları kaçırarak güçlerini çalmıştı. Her çocuğu kurban edip Paragar'ın o kutsal topraklarını kana bulamıştı. Çocuklarının kanını yerde bırakmayan majisyenler ve tüm olanların sebebi olarak gördükleri soylular arasında bir savaş başlamıştı. Bu savaş öylesine zorlu öylesine kanlı sürdürülmüştü ki Paragar'ın nüfusu büyük oranda azalmış veyahutta kayıp göstermişti. Savaşın galibi olan kontrolcüler tekrar barışı sağlayabilmek adına majisyenleri bu diyardan kovmuş onları kodes gezegene hapsetmişlerdi. Ve herhangi bir majisyenin Paragar'a girmesi onun aciz ölümünü kaçınılmaz kılmıştı. Her ne kadar majisyenler mağlup olmuş olsalar da son kozlarını oynayarak çekilmişlerdi savaştan. Nesilden nesile aktarılan, Paragar'a hayat veren, Kraliyet ailesinin son veliahtının damarlarında dolaşan Pranayı söküp alabilmek, bu diyarı yerle bir edebilmek için küçük varisi kaçırmışlardı. 


Başlama Tarihi: 26.05.2020
All Rights Reserved
Sign up to add Paragar: Tetramorf to your library and receive updates
o
#502sihir
Mga Alituntunin ng Nilalaman
Magugustuhan mo rin ang
KIZIL GECE  ni DuruMavii
85 Parte Kumpleto
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
Magugustuhan mo rin ang
Slide 1 of 10
FIRTINA ZAMANI  cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
Yılan Yuvası cover
Ejderhanın Tutsağı cover
KIZIL GECE  cover
BAŞ BELASI/ *Yarı texing* cover
YIRTICI GÖZLER cover
Azrathia'nın kamçısı cover
KIZIL KURT_2 ( Mühür) cover

FIRTINA ZAMANI

7 Parte Ongoing

Askerin kanı yerde kalmaz, hainin de kökü kurumaz, derler. Bu kez kuruyacaktı!