Korku nedir bilmeyiz. Biz dağların erleri. Yuva yaptık göklere. Baş döndüren yerlere. Engel tanımaz aşarız. Yüce engin dağları. El verir uzanırız, mor siyah bulutlara.
Biz Dağlara Atarız Pusu
Yine haram oldu gece uykusu
Komandoya bir yudum su,
Vermez misin Konya kızı?
Bir elinde el bombası,
Bir elinde kasaturası,
Sırtında da sırt çantası,
İkinci bölük Aslanları
Şırıl şırıl suyun akışı,
Beline de bağlamış al nakışı,
Komandonun bir bakışı,
Yetmedi sana Konya kızı.
Vatan aşkı canımdadır,
Bayrak sancak kanımdadır,
Atasının yanındadır,
Ikinci bölük Aslanları
Devre devre gelir gider,
Ne gam kaldı nede keder,
Coşku ile yemin eder,
İkinci bölük aslanları
Mardin Şırnak Şenovaya,
Hakkari Yüksekovaya,
Tunceli Diyarbakıra,
Dağlara çıkacağız dağlara!
Eşkıya vuracağız eşkıya!
"Tatlı dile, güler yüze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca.
Geldiğimden beri bakışları bakışlarımdan ayrılmayan adama gülümsedim nazlı nazlı. Daha sakin ve yumuşak ve sessiz çıkmaya başladı sesim,
"Aşkınan bakışan göze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Kollarını göğsünde bağlamış, bal gözlerin sahibi bana cürretkar bakışlarla bakmaya devam etti, bir ara dudağının köşesi kıvrılır gibi oldu yanımda oturan insanlar umurunda değildi o kendinden emindi. Geceyi onun kollarında bitireceğimden emindi.
***
Hikaye tamamen kurgudur. Gerçek olay ve kişilerle alakası yoktur.