Genç kadın arkasına bakmadan koşuyordu. Belli ki adamı çok sinirlendirmişti. Nereye doğru koştuğuna bakacak vakti bile yoktu. Adam çok güçlüydü. İstediğini her zaman almıştı şimdi de alacaktı. Akila bunun gayette farkındaydı ama yine de şansını denemek istemişti. Zaten korkusu mantıklı düşünmesini engelliyordu. Zira adamdan kaçmayı başarsa bile paşa paşa ona geri dönmek zorundaydı. Kardeşi adamın esiriydi çünkü. Kardeşi için adama geri dönmek ona boyun eğmek zorundaydı. Kocaman ve simsiyah bir duvarın gürültüyle önüne düşmesiyle kadın durmak zorunda kalmıştı. Yinede pes etmeyecekti. Sağa doğru dönüp duvar boyunca koşmasına kaldığı yerden devam etti. Kadının pes etmesini sağlayan oraya da bir duvarın inmesi olmuştu. Adamdan asla kaçamayacaktı. Adam ondan kat kat güçlüydü. Doğa üstü güçlere ve şu an üzerinde olduğu gezegene sahipti. Gezegendeki her canlının ona saygı duyması sözünden çıkmaması da cabasıydı. Kadının sahip olduğu tek şey ise canından çok sevdiği kardeşiydi. O da zaten adamın elindeydi. Kadının gözünden bir damla düştü sonra ise adama doğru döndü. Adam çoktan dibine girmişti. Önce kadının dört bir yanını sarmıştı. Kadının arkasında ve sağında siyah duvar solunda adamın eli karşısında ise adamın bedeni vardı. Daha sonra boşta kalan eliyle kadının gözyaşını sildi. Gözyaşını silmesi kadının yanağını okşamasına engel değildi o yüzden elini yanağından çekmemişti. Başını kadının boynuna soktuğunda kadın konuşmaya başladı. "Bir yolunu bulacam. Demir'i de alıp buradan gitmenin bir yolunu bulacam. Buna engel olamayacaksın." Genç adam dudaklarını kadının kulağına yaklaştırıp konuştu "Demir buraya ait. Buradan ayrıldığı an ölür." Kadının yanağındaki eliyle kadının elini tutup kalbine yerleştirdiğinde ise tüyleri diken diken eden o cümleyi kurmuştu. " Sa