"Önemli olan ruhlarınızın beraber hareket etmesidir. Birlikte olmak hiçbir şeye yetmez, ruhlar bir olmalı.
Kimileriyle yakınsınızdır ama beyinlerinizde kilometrelerce uzaklık vardır. Kimisiyle her şekilde yakınsındır, kimisiyle her şekilde uzak. Ama biri vardır ki uzaklığınız sizi yakınlaştırır. Ve o kişiyi kaybetmeyin. Çünkü ruhunuza dokunan odur. "
Sıradan ama eğlenceli, dik durabilmeyi bilen, kendini güçsüz görmekten hoşlanmayan, onca şeye rağmen mutlu olmaktan vazgeçmeyen Merih ve Alya'nın hikayesini birlikte okuyalım ve hissedelim
. Ne dersin?
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...