Kimseye kendinden fazla değer verme. Sonucunda kendin yaralı çıkarsın.
-L.A.
Küçük bir kız çocuğuydu yaşadığı olaylar zamanında. Hayatının en renkli dönemlerinde olması gerekirken en karanlık dönemlerini yaşamıştı. O da her küçük çocuk gibi eğlenip, gezmek tozmak istiyordu. Ama hayat ona istediğini vermemişti. Sahi daha küçük yaşta bir çocukken evren ondan ne istemişti ? Hatta durun.
Onlardan ne istemişti?
İkiside büyüyünce daha iyi anlamıştı, kendinden başkasına değer verince yine kendilerinin yaralı çıktığını. Artık kimseye güvenmiyor, değer vermiyorlardı.
Ama kader onları yağmurlu bir akşam vakti karşı karşıya getirdiğinde bu dedikleri ikisi içinde yerle bir olmuştu.
🌧️
Bu hikayedeki ana karakterlerin başına gelen her kötü olay yağmurlu günlerde gerçekleşiyor. Bu evrenin bir oyunu mu, bilinmiyor. Bu bir şansızlık mı ? Tesadüf mü? Belki.
ama bu şey neyse, Her Yağmur Bir Kıyamet olmuştu onlar için. Peki yine yağmurlu bir günde birbirlerine rastladıklarında; bu olay yağmurlu günde yaşadıkları kıyametlerden biri mi ? Yoksa yaşadıklarına şükür ettikleri yağmurlu günlerin başlangıcı mı olacaktı ?
🖤🌧️
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.