"Şimdiyi, bu anı, benimle yaşadığın bu saniyeyi, bir dakika sonra da hatırla. Bir saat sonra da. Üzerine yıllar devrilse de. Sen, hatırla."
Geçirdiğimiz tüm mutlu anlarda bunu söylüyordu. O zaman bilmiyordum ama şu an anlıyorum. O bensizlikten değil unutulmaktan korkuyormuş. Unutulmamayı istiyormuş.
O gece hayatımın herhangi bir gecesiydi.
O gece beni etkileyecek, yıllar sonra o anı düşündürecek bir şey yaşamadım.
O geceyi şu an düşünüyorum.
Dediğin gibi Akasya. Üzerinden yıllar devrildikten sonra istediğin gibi.
Bana "Sen hatırla" dedikten sonra birinci katta oturan Neşe ablanın camının önünden devirdiği kiremit saksının sesini duymuştuk. Belki sen fark etmemiştin yere düşen saksının parçalara ayrılan sesini. Öyle güzel gülüyordun ki sevincini dudaklarından ezberlerken gecenin seslerini mutluluğa kaldırdığım kadehe doldurmasaydım belki, bende duymazdım.
Hatırladım, Akasya. Hatırla dedikten sonra duyduğum o ses yılları önüme serdi, bu geceyi ellerimde kırılan kiremit saksının sesine sığdırdı.
Yıllar önceki o geceyi yaşadığımız mutluluk değil, denk geldiğimiz herhangi bir ses, bana seni hatırlattı.
adam 9 yıl sonra bir kızı olduğunu öğrenip mardinden istanbula yola çıkmıştı.
9 yıl önce boşandığı karısının evinin önüne gelince açık kahve saçları dağılmış ağlamaktan kızarsn yanakları olan küçük bir kız gördü.
kız kafasını kaldırıp baktığında adam olduğu yerde sendeledi bu oydu minik kızı...
yeni kurguma merhaba diyin bakalım nasıl bulacaksınız
❗‼️taciz tecavüz gibi şeyler yok kitabımda‼️❗