Adım Ezgi...
Ezgi Akbulut.
Uzunca Yalnızlığın Ezgisi. Kısaca Ezgi işte.
Ben o herkesin nefret ettiği kızım.
Kötü kalpli,
sevenleri ayıran,
duygusuz sanılan...
Hani sizin şu çakma sarışın olan.
Ben kendi hikayemin esas kızıyım. Sevdiğim beni sevmese de, başkasını sevgilim diye kollarına sarsa da benim esas erkeğim o.
Siz, hep saf ve narin kızın yakışıklı erkekle olmasını istediniz, benim aşkımı görmediniz.
Şimdi vicdanınız rahat uyuyun.
•
"Ezgi, Allah aşkına gel bu tarafa," dedim yalvararak. Adım adım geri gitti. Dayanamadım, korkuyla tutmak istedim ama bağırdı yeniden. "Gelme Yiğit. Bu sefer de gelme. Git buradan," dedi ağlamasının arasında.
"Vaz mı geçtin?" Titreyen sesime lanet ettim. Onu koruyacağımı ve korkmadan yanında olacağımı bilmesi gerekiyordu. "Seni seveceğim. Ne olur, dur!" dedim yalvararak. Yüreğimde büyük bir yangın hissettim. Diple onun arasında her kaybolan santimin, ömrümden götürdüğünü sandım. Gözlerim doldu ve bir yaş çoktan firar etti.
Başını hüzünle iki yana salladı ve burukça gülümsedi. "Durmam için beni sevmen gerek. Sevmen için önce beni görmen. Sen görmüyorsun Yiğit. Sen vicdanını rahatlatıyorsun," dedi hayal kırıklığıyla bakarken.
•
bu isimle yayınlanan tek hikayedir !
Tüm hakları saklıdır!
27.05.2020
Tevâfuk: Birbirine denk gelme, latifâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma.
=====
Henüz 21 yaşındayken -sözüm ona- töre kanunları yüzünden evlendirilmeye mecbur bırakılan ve küçük bir yardımla Gaziantep'ten İstanbul'a kaçan Yaren Başaran.
Üniversitesinin son senesine yeni başlayan ve oturduğu evden çıkmak zorunda kalan Ayşin Çiçek.
İki kızın yolları bir mahallede tesadüfen kesişirse ve minik bir yalanla bu yola devam etmek zorunda kalırlarsa... Sizce neler yaşanır?