Bir Küçücük Civciv | Tamamlandı
  • Reads 2,121,536
  • Votes 110,250
  • Parts 42
  • Wattys winner
  • Reads 2,121,536
  • Votes 110,250
  • Parts 42
  • Wattys winner
Complete, First published May 29, 2020
*Wattys2021 Romantizm Kazananı*


Çağlar 27 yaşında, sorumluluk almayı sevmeyen bir adamdı. Abisi ve yengesinin ölümünün ardından hem yetim hem de öksüz kalmış yeğeni Bade'nin bakımını üstlenirken artık eskisi gibi olamayacağını biliyordu. Başka hiçbir akrabası olmayan ikili bu koca dünyada yalnız kalmıştı.

Eylül, en yakın arkadaşının ölümüyle sarsılırken Bade'nin sorumluluğunu Çağlar'ın almasıyla onları yeni bir serüvenin beklediğini anlamıştı. Ona emanet edilen Bade'yi amcasıyla baş başa bırakmak istemediği için soluğu Çağlar'ın kapısında aldı. 

Bütün günleri bebek kusmuğu ve kakası temizleyip, Bade'nin karnını doyurmakla geçen Çağlar, kesinlikle kaçık olarak nitelendirdiği Eylül'ün yardımını istemiyordu.

Şimdi ne olacaktı? Eylül minik bebeği bırakıp gidemezdi. Bu hayattaki tek akrabası ise amcasıydı. Bade için hiç haz etmedikleri halde yan yana durabilir, onu büyütürken kavga etmekten vazgeçebilirler miydi? Daha da kötüsü, her fırsatta birbirlerinin ayağını kaydırmak için bekledikleri günleri arayacakları şekilde hisleri değişirse ne olacaktı?

  🐣

~25.08.20~

Kapak Tasarımı: @bsudeee 💜
All Rights Reserved
Sign up to add Bir Küçücük Civciv | Tamamlandı to your library and receive updates
or
#1kitap
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
37 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Dilek Ağacı   by zambakkokusu1
26 parts Ongoing
"Eslem," dedi, sesi biraz titreyerek. "Seninle büyüdüm, her anı paylaştık. Ama bu son zamanlarda, hislerim değişti. Sadece senin yanında olmak istiyorum; seni daha derin bir şekilde seviyorum." " Kalbimdeki bu duygular, çocukluğumuzun dostluğunun çok ötesine geçti. Her gün seni düşündüğümde, senin gülüşün içimi ısıtıyor. Seninle geçirdiğim her an, benim için çok özel. Ama en önemlisi, seni düşündüğümde içimde bir boşluk hissediyorum; sanki başka bir parçam eksik." Bu sözler, beni derinden etkiledi. Kalbim birden ağırlaştı; hissettiğim karmaşık duygular karşısında ne yapacağımı bilemedim. Onun içindeki boşluğu hissettiği gibi, ben de onu düşündüğümde içimde bir şeylerin eksik olduğunu biliyordum. Ama Demir'in söylediği her kelime, benim için çok kıymetliydi. Her gün seni düşündüğümde, senin gülüşün içimi ısıtıyor sözü kafamda yankılanıyordu. İçimdeki duygular, adeta bir fırtına gibi coşuyordu. Demir "bir şey söylemeyecek misin" dedi. Gözlerinde bir şey söylememi isteyen bakışları vardı. Ama aramızda hala büyük bir engel vardı: Abim Çınar. Onunla olan sorunlarımız, Demir ile aramda bir belirsizlik yaratıyordu. "Demir," dedim, sesim titrek bir şekilde döküldü. "Seninle ilgili hislerim de çok karmaşık. Ama abimle olan ilişkim beni durduruyor. Onunla barışmadan, bu duygularımı tam anlamıyla yaşayamayacağımı biliyorum." Yüzündeki hayal kırıklığını görebiliyordum, ama gerçekleri ona anlatmak zorundaydım. "Ama senin hislerini duyduğuma çok sevindim. Dürüst olmak gerekirse seninle bir şeyler yaşamak isterim, ama önce abim ile barışmanız gerekiyor," dedim. İçimdeki kararsızlık, bir yandan onu sevmenin verdiği mutluluk, diğer yandan abimle olan sorunlarımızın ağırlığıyla çarpışıyordu.
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Gücün İhtirası cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Mantık Evliliği (Kitap Oldu) cover
Dilek Ağacı   cover
Kara Gül  cover
KOYU PIRLANTA (TAMAMLANDI.)  cover
SINIRIMIZ GÖKYÜZÜ cover
Fındık Tarlası cover
Ya'saklı Bahçe cover

GECENİN İZİ

37 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....