Genç kız son fırça darbesini de duvara attığı esnada kapıda onu izleyen sevgilisinin varlığını farketti.Sarışın adamın gözleri dolacak gibi oluyordu fakat sevdiği kadının bu nadir görünen sakin anlarını diğerleri gibi gözü yaşlı geçiremezdi. "Kendime bir sürü mutsuz son hazırlıyorum sarışınım!" Genç adamın suratı kireçe dönse de,bu anın bile büyüsünü bozmaya kıyamıyordu. "Ölümümü hatırlatarak kalan zamanımı seninle geçirmem gerektiğini anlıyor olacağım bu sayede." Genç adamın dizleri bedenini ayakta tutma çabasından yorulmuştu artık.Fakat genç kız sevdiği adamın elinden tutup onu geniş salona,duvarın tam karşısına sabitledi." "Bak." Duvarda bir çınarın,tek bir yaprağı hariç hepsi dökülmüştü.Dalında yalnız,yemyeşil bir yaprak,yerde ise uçuşan diğerleri. "Dalda yeşil durması demek,diğerlerinin yanına gitmeyeceği anlamına gelmiyor.Çünkü rüzgar hala esiyor sevgilim!" Biraz ileri götürdü genç adamı.Şimdi ise bir pencereden dışarı sarkarak dalgalanan bir perde resmedilmişti duvarda."Bu perde uzun,eğer kısa olsaydı dışarı sarkmaya boyu yetmezdi.Şimdi ıslanabilir bile." Genç kız açıkça'yaşadıklarım beni bu hale getirdi' diyor ve sarışın adam bunu anladıkça kahroluyordu. Şimdi ise genç kız odasına çekiştirdi sevdiğini."İşte bu benim en sevdiğim"diye de eklemeyi unutmadı. Bu sefer ay ve yıldız vardı duvarda. Genç adam bunun bir bayrak olduğunu ve boyamasının henüz yarıda kaldığını düşündü.Fakat sevdiği kız ışığı söndürmesini istedi nazikçe. Adam ışıkları söndürdü ve döndüğü anda yıldızın ay ile arasında birbirine paralel iki eğik çizgi belirdi. Kız sevdiği adama sarılarak açıkladı. "Ay hayrandır yıldıza, Işığını güneşten alsa da. Yıldız ise aydan, Ama elbet yorulacaktır parlamaktan!"All Rights Reserved