"Ufaklık..." Beynimin içinde dönen tek kelime olmuştu bu. Kim bana ufaklık diyordu bilmiyorum ama sesi beni mayıştırıyor ve aksi gibi daha çok uykumu getiriyordu. Kolumda bir elin varlığını ve aynı anda o yumuşak ama bir o kadar da sert ses ile yavaştan gözlerimi aralamak zorunda kalmıştım. Genç adam beni uyandırmak istemese de zorunlu olarak uyandırmış gibi duruyordu. "Sonunda uyanabildin demek ufaklık. Neyse gelecek olduğunuz yere geldiniz malum sabah da oldu. Gördüğün gibi otobüste kimse de kalmadı. Senin uyanmanı bekliyorlardı ama sen uyanmayınca herkes indi ve seni uyandırmak bana kaldı maalesef. Bu konuşmayı da zorunlu olarak yapıyorum." Onca şey söylemişti ama benim umrumda bile değildi. Nasıl bu kadar vurdum duymaz olabiliyordum bilmiyorum. Ellerimle gözlerimi ovuşturarak sesli bir şekilde esnedim ve tekrar gözlerimi kapatarak kafamı koltuğa yasladım ve uyumaya çalıştım. "Ulan!" Genç adamın dişlerinin arasından tıslar gibi çıkan sesini bile kulak ardı etmiştim. Umrumda değildi ki o. Benim uykumun içine etmişti ve bu çok sinir bozucu bir şeydi. Ansızın yerimden kaldırılmam ile hızla gözlerimi açmış ve beni kabaca omzuna alan adamın arkasına bakakalmıştım. Lanet olsun bu neydi şimdi! "Sen ne yaptığını sanıyorsun? Kafayı mı yedin sen? Lanet olsun derhal indir beni umzundan!" Cırlar gibi çıkan sesim bile bir etki yaratmamıştı bu yabani adamda. Gerçekten derdi neydi bu adamın? "Derdin ne bayım senin? Bırak beni derhal. Sinirlerimi bozuyorsun." Dudaklarının arasından çıkan alaylı gülüşü beni şaşırmıştı. Resmen benimle uğraşıyor ve bundan da zevk alıyordu. "Sana uyan dedim değil mi? Adam akıllı seni uyandırdım ve konuştum. Peki sen ne yaptın ufaklı? Benim sözlerimi duymazdan gelerek uyumaya kalkıştın. Şimdi de kapa çeneni ve uslu dur. Aksi halde pek kıymetli vücudun yeri boylayacak." ... +18 bölümler içerir
6 parts