Ruhunu amansız bir fırtına misali istila eden intikam, geçmişin kâbusundan izlerle doluydu. Çaresizliğe boyun eğmişken karanlık gölgelerin ardında umutlarla dolu bir güneş misali doğmuştu aşk. İyileşiyordu, hırçın ve tutkuyla atan bir kalbin ritmiyle uyanıyordu her sabaha. Lakin silik geçmişi tekinsiz işaretlerle rüyalarındaydı. Korkuyordu. Ya işaretlerin peşinden gidecekti ya da ruhunu aşka teslim edecekti. Geçmişi geri alabilme imkanım olsa sana yine köle olurdum...