Bekleyiş
  • Reads 138,364
  • Votes 10,005
  • Parts 45
  • Reads 138,364
  • Votes 10,005
  • Parts 45
Complete, First published Jun 02, 2020
Kendimi güzel diye adlandıramazdım belki. Ne boyum uzundu, ne nefes kesen güzelliğim vardı; ne gözlerim renkliydi ne de ince belim, güzel bir fiziğim, kadife gibi sesim, bembeyaz tenim. Hikayelerden fırlamış bir kız değildim anlayacağınız. Zaten benimki de hikaye değildi. Hayattı. 

Yalnızca okuduğum öykülerdeki o güzel ve saf kızların, yakışıklı ve mükemmel erkeklerle olan aşk hikayeleri yoktur hayatta. Yolda yürürken güzel diye adlandırmayacağınız insanların da bir evlilikleri, sevdaları, hayatları olduğunu görürsünüz. Ben o sıradan insanlardan biriydim. Ne tesadüflere, planlara, çekişmelere; ne de eli silahlı adamlara, mafyalara, belalara dair bir iz vardı hayatımda. 

Aşkı güçlü kılan kalpteki zincirlerdir, yaşanan  çekişmeli ve kaçırılmalı olaylar değil. Her aşkta ortak tek bir şey vardır, o da kaybetme korkusudur. Çünkü bir yerde sevgi varsa korku da baş gösterir. Sevileni kaybetme korkusu. İşte bu korkuyu herkes yaşar. 

Ben Hülya. Beraber büyüdüğümüz kapı komşum Sefa'ya aslında âşık olduğumu onu kaybedebileceğimi fark edince anladım. O ise zaten yıllardır kalbinde benim için bir sevda büyütmüştü.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Bekleyiş to your library and receive updates
or
#4unutmak
Content Guidelines
You may also like
Mezarlık Gülü |DİLHUN by iremlayetezelzel
39 parts Complete
Mezarlık Gülü... Acının, boynuna dolandığı kadın. Gece bakışlı kadın... Bağrındaki acılarını görebilen, dahası susuşlarından bile anlayabilen bir adama rast geldi. Bu, uzun süreli bir rast gelişti ama o kanlı günde; kadın acının çıkmazındayken adamın ruhu, kadının harelerine mühürlendi... İki azılı düşmanın, en çetrefilli savaşının arasında kalan kadın... Ah o düşmanlığın amansız çatışmasında yaralanan kadın. Bedeni darbe üstüne darbe aldığında adamın onu korumaya çalışırken siper etmeye çalıştığı göğsündeki yaraları görmezden gelemedi. Onu sarıp sarmalamayı, bütün yaralanışlarına rağmen çok istedi. Ah o düşmanlığın yaralarını alan kadın. Kardeşleri tarafından yüzünü ümitsizliğe dönmüş, sevdası için sevdasına ihanet etmiş bir kimsesizdi... 🌹 Ben bir mezarlık gülüydüm. Yapraklarım ölülere gölge olsun diye dikilmiştim. Sevilmezdim... Değersizdim. Köklerim, ölmüş insanların etlerinden; ruhum, içimde çürümüş hayallerimden besleniyor diye mi böyleydim? Kimse tarafından, bir değer biçilmeye layık görülmüyordum. Üstelik dünyanın en değerli elması diye kıymet bildiğim ta.rafından ölüler diyarına terk edilmiştim. Derya gözlü, Mezarlık Çiçekçisi tarafından... Beni, o ıssız günün ardından ölülerin koynuna gömüp gitmişti. Köklerim öyle bir karışmıştı ki toprağa, takılıp gidememiştim ardına. Suçumsa, sevdam için sevdiğime ihanet edişimdi. Asıl mahvedilişim, sustuğumdan anlayan Mezarlık Çiçekçisinin, göz bebeklerimdeki bilgeliğini yitirmesiydi... Ben o, Mezarlık Çiçekçisine en büyük yara olmuştum, gül ben iken solan o olmuştu... 💎 "Aldığın yaraları mı sarayım? Yoksa sarıp da dağladığım yaralarının yersizliğine mi ağlayayım? Söyle bana, kadın! Ben senin için yanarken... Sana yeniden kavuşabilmek için dağlanırken sen hangi çaresizliğin
Çabanın Getirisi by lilayazr
23 parts Ongoing
Eski adı ; okumak isteyen genç bir kız ve genç bir aşiret ağası "Sen benimle dalga mı geçiyon lan benim babam ve dedem beni hiç bir zaman sevmediler şimdide ben tüm doğuda namussuz ilan edildim. Sen ne tatilinden, ne ailesinden bahsediyon! Ve bana yalan söylemeyi kes artık çünkü senin karşında bir salak yok! Ben bağımlı olmuşum bunu kendi kulaklarımla duydum. Sana mı inanıcam duyduklarıma mı?!" bekledi çünkü artık yavaş yavaş hareketleri yavaşlamış konuşmaları bozuluyor du ama hafızası hâlâ da yerindeydi. Derin bir nefes aldı ve etrafa bize bakan insanlara bakıp yüksek bir sesle konuşmaya başladı; "Benim babam, benim çocukluğumu çaldı.. Beni hep ikizimin ölümüyle suçladı. Benim babam olacak o canavar bende kaç kemer yırttı annemler evde değilken senin haberin var mı? Ben söyleyim, hiçbirinizin haberi yokdu. Ben ne acılar çektim,ne işkenceler gördüm,kaç kez komaya girdim, kaç kez bayıldım, kaç kez ölümden döndüm, kaç kere beyin kanaması geçirdim, kaç kere ölesiye dayak yedim sizlerin hiç bir şey den haberi yok. Ulan daha annemin bile doğru düzgün haberi yok... O benim hayatımı ve çocukluğumu çaldı... O benim celladımdı bende celladına direnen bir kız çocuğuydum... Ben ikizimin, Yusuf umun sebebi olmamıştım, ama o benim sebebim oldu... " GELİYORUM DİĞER YARIM, HOŞCAKALIN CANLARIM... " Dilan'ın ailesi dilanın okumasını istemediğin den dolayı dilanın evden kaçıp Baykan aşiret ağası Miranla tekrar dan birbirlerini tanımalarına rağmen tanışması... Bir kazayla bitip, tekrar dan bir kaza ile başlanmıştı herşey... Kader onları tekrar yan yana getirdi fakat onların hiçbir şeyden haberleri yoktu. Peki ya haberleri olacak mıydı? birbirlerini tanıyabilecekler mi ve aşiretler buna izin vericek mi? Okuyup görelim... Bu kitap mardini aşiretleri ve kızlara yapılan ayrımcılık ve haksızlıktan bahseder tabi a
You may also like
Slide 1 of 10
Barut'un Savaşı(+18) cover
Mezarlık Gülü |DİLHUN cover
Gönül Bağım  cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
ZAHTER cover
Çabanın Getirisi cover
YEŞİM cover
SIRR-I KADER  cover
🌼PAPATYA 🌼(Düzenlenecektir) cover
Zevahir-Berdel  cover

Barut'un Savaşı(+18)

50 parts Complete

©Tüm Hakları Saklıdır® Basılmamış kumdan yaratılmış bir kadın, Basılmamış kumlara layık olduğunu düşünen bir adam... "Azra..." Adım dilinden dökülürken, yutkundum. Barut'un adem elması hareket ederken işaret parmağı yanağımı kitap yaprağı gibi kıvırırken, yüzümde ki sıcaklık kendini yer yer heyecana bıraktı. Bir adamla bu kadar yakın olmak... Cezbedici sesinin her karesinde adımın harfleri havanın buğusuna, şehrin flusuna karışmış gözleri yerini tutkuya bırakmışcasına gözlerime bulanmıştı. "Efendim" "Bakire Azra..." "Bana öyle söylemeyi kes! Bakireliğim seni ilgilendirmez" dediğimde kalbimin atışını kulaklarımda duyuyordum. "Bütün bedenin basılmamış kum değil mi?" "Barut çekil şuradan. Gitmek istiyorum, çekil!" "Şşt sessiz ol benim küçük bakirem" "Çekil Barut" dedim yeniden. Bakire kelimesini üstüme yaftalamıştı, sanki haddine düşmüş gibi... "Basılmamış kumlarına ayak basmaya geldim" Barut savaşını kaybederken, kızıl korlar ateş püskürdü. Barut, ateşe gömüldü, masumluğa aldandı. Küfür ve argo kelimeler içermektedir!