"Ailesinden değer görmeyen bir kız yurt arkadaşlarından değer beklerse ne olur? Bir erkekle ömür boyu arkadaş kalmak ya da seni seven çocukla aynı yurtta kalmak?" --- "Yemekhane nerede acaba?" Dedim ama o bana bakmıyordu bile. "Pardon size söylü-" sözümü kesen şey onun konuşmasıydı. "Kahvaltıya daha var" dedi. Gözlerimi kapadım ve açtım. "Saat kaçta ve nerede yeniliyor?" diye sordum bu sefer. "Buradan kaybol yoksa ecelin olurum" dedi bir anda. Bak sen yakışıklıya bir de tehdit ediyor. "Ecelim olmanı istiyorum o zaman" dedim ve durdum ardından kollarımı açarak etrafımda bir tur döndüm. "Ölümün benim elimden olmasın. Güzel kızsın yazık olur" dedi. Gözlerimi büyüttüm. Cesaretine hayran kaldım be koçum. "Cesaretlisin ama ben senden daha cesaretliyim. Beni korkutmayı bırak tehdit etsen de bir işe yaramaz" dedim korkusuzca. Çantasını kenara attı ve beni iterek duvara çarptı. Sonra ise önümde durdu. Gözlerime baktı. "Seni korkuttum ve bundan fazlasınıda yapabilirim" dediğinde benden uzaklaştı ardından çantasını alarak merdivenlerden inmeye başladı. Bir anda nefesim hızlandı sonra ise derinleşti. Bu sefer çok korkmuştum. Cesaretimi topladım ve peşinden koşarak ona yetiştim. "Bana yardım eder misin?" Dedim. Bu cevaba hayır diyecekti bundan emindim. Ne kadar korksamda soruyu sormuştum. "Bir şartım var..." dedi Gözlerimi açtım. Ne şartı? "N-nedir?!" Dedim. Bana baktı ve sırıttı. "Her kızın yapmadığı şeyi yap... bana aşık olma!" Dediğinde öksürdüm ve elimle dur işareti yaptım. "Ben neden sana aşık olayım ki? Hem sen zaten bana sadece yemekhanenin yerini söyleyeceksin" dedim sonrada ekledim. "Birde şey var... B-ben aşka inanmıyorum" güldü. "O zaman sana yardım edeceğim. Şimdi yemekhaneye gidelim ama seni aşık edeceğim" dediğinde sorguladım. Acaba beni kendisine mi aşık edecekti? "Pardon kime aşık olacağım buna sen mi karar vereAll Rights Reserved