Her köşeyi döndüğünde sokağın sonundaki manzaran deniz .
Her limanı terk ettiğinde gittiğin o gizli koy senin en değerli mabedin.
Kaybetme , sıkıca tut nefesini , o denizin , yosunun ve iyotun kokusunu içine hapset .
O koku ki sana yaşamını daha anlamlı kılıcak gelecek vaat ediyor .
&
Ben Sinem yaralarımla ayakda durabilmeye çalışan 23 yaşında Ege'nin incisi İzmir'in en sakin kasabasından yazıyorum size bunları .
"Elbet geçer..." diye başlayan cümleler kurmaya korkar olduğum zamanları anlaticam . Ve geçtiğini sizinle yaşayarak öğrenicem .
Gidişler gelişler , başlangıçlar bitişler .
Kabuk bağlayan ve kapanmayan yaralarım vardı .
Ama bir insanın en zor yapacağı ve en kolay söylediği şeyi yaptım...
Alıştım...
Kanayarak ..
Tekrar yaralanarak..
Ve tekrar ayağa kalkarak..
&
Deniz kokan bir adam herşeyimi yıkdı .
Ve ben toprak kokan bir adamın yokluğuyla ayakda kaldım . Yine yalnızdım ama en büyük desteğim o toprak kokan adamın yokluğuna alışmışım deniz kokanın yokluğu yıkmaz dedim ve ayakda durdum .
İçim harabe, içim yıkık dökük ,yangın yeri, gelen kaçıyor, sessizliğim koca bir çığlık ama dışı boyalı duvarları, çiçek bahçesi ...
Buyrun lütfen yıkılmışımı sizin desteginizle atlatayım yardım edin...
Sırf kuzeni için Mardin'in Acımasız ağasına kurban edilen Larin...
Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...
Kuma yoktur!
Bol bol +18 sahneleri olacaktır!
Bunları dikkate alarak okursanız çok
sevinirim canlarım:)
Kıskançlık bol bol vardır!