Geçenlerde birkaç tel saç ağrıtmışım. Aylin... Bir keresinde bana birlikte büyüyoruz, demiştin. Biraz sustun sonra. Güneş yeni batıyordu, pek sakin bir caddede yürüyorduk. Güneşin son ışıkları değerken yüzüne "Madem birlikte büyüyoruz o zaman birlikte de yaşlanırız değil mi?" diye sormuştun. Neden birlikte yaşlanamıyoruz? Sen yokken aldığım her nefeste içim titriyor. Nefesim üşütüyor bedenimi de ruhumu da.
~~~~~~~~~~~~~~~~
Sadece kalp atışlarımın değişmesi,
Yapar mı onu bir sevgili?
Aklım bambaşka düşünür oysaki.
Kışın buralardan gitmesi,
Yazı, gözümde imkansız yapar mı?
Çok da uzakta değilken yazın olması.
Çiçek hiç terk eder mi,
Her zaman açtığı yeri?
Onun yuvasıyken o ağacın dibi
Söyle bana,
Ben sana, sen da bana;
Olmuşken bir yuva,
Söyle hadi,
Gitmek yaraşır mı sana?
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm.
Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı.
"Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım.
"Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim.
"Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum.
"Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı.
"Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim.
"Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı.
"Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek.
Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım.
"Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu.
Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.