Sonunda 2 yıldır kafamda biriktirdiğim bu evreni satırlara dökme fırsatı-boşluğu yarattım kendime. Wattpadde gördüğünüz diğer hikâyelerin aksine, bu hikaye bir film senaryosu olmak için hazırlandı. Ancak film olması henüz benim için yalnızca küçük bir ütopya. Bu yolda ilerleyebilmesi için öncelikle bu tarz mecralarda paylaşmam gerekiyor diye düşünüyorum artık. Ve eğer beğenirseniz, ölmeden bu hikayeyi bir film olarak izleyebilmemiz için elinizden geleni yapmanızı istiyorum.
Saygılarımla, Cem Kermeyan.
Hikaye, günümüzden yaklaşık 105 ila 120 yıl sonrasında geçiyor. Günümüz politikalarının ve kaynak kıtlığının önce sosyal düzeni, sonra da devletleri parçaladığı bir dönemde, Alex Endüstrisi ortaya çıkıveriyor ve medeniyetin devamı olacağının güvencesini verip, insanları korunaklı ve teknokratik bir sosyal devleti andıran, duvarlar içindeki endüstriye davet ediyor.
Bu duvarlar içersinde herşey çok güzel. Insanlar yalnızca medeniyetin devamı için çalışmaya and içmiş ve günümüzün ulaşamadığı kadar yükselmiş. Kimse aç-açıkta değil ve mental hastalıklar anında tedavi edilebiliyor. Tabii bir yere kadar. Her sistem tıkanır ve bazen sistem, başından hatalıdır.. veya değildir. Bu size kalmış dostlar, ancak endüstri ilk yıllarındaki gibi değil ve artık biliyoruz ki, dışarıda onları avlamak için bekleyen düşmanlar var.
Hakkında hiçbirşey bilmediğin, tanımadığın düşmanlar güvenli yuvanda cirit atmaya başladığında ne yaparsın? Tabi ki onları tanımak zorundasın. Endüstri de bunu yaptı ve yarı asker-yari mühendis elit ve entellektuel birimlerden oluşan "Antikacılar"ı kurdu. Hepinizin anlayacağı gibi bu arıza herifler, Endüstri'nin doğasına uygun değiller ancak endüstrinin de başka şansı yok gibi.
Dışarıdan gelen ne idüğü belirsiz "radikaller", her geçen gün daha da tehlikeli eylemlerde
Patron, her kes onu bu isimle tanırdı, Patron.. Namı diğer Patron, beni ailemden almıştı, kafesimden çıkmayı başarmıştım ama, yeni kafesime girmiştim. Yeni ve eskisini özleten kafes, o acımasızdı, o gaddardı ve hiç bir şey umurunda olmazdı...