"Dur!" derken elinde ki silahın kabzasını sıkıca kavradı. Ve bir kez daha ikazını yeniledi, bir kaç adım ötesinde ki karanlık siluete bakarak. "Polis! Elinde ki silahı bırak ve teslim ol!" Derin solukları sakinleşirken uzakta ki polis sirenlerinin sesi ve bağışlar doldu kulaklarına. Ardından kesik hırıltılı sesleri işitti. Gece karası saçları rüzgarda savrulurken bir kaç adım ilerleyip yüzünü göremediği siluete yaklaştı. Fakat rüzgarla beraber burun deliklerinden içeri sızan o kesif koku onu duraksattı. Zorlukla yutkunurken karanlığa doğru dikkatlice baktı. Bir kaç adım ötesinde ki o siluete.. "Cihad" derken ismi dudaklarından bir dua misali dökülü vermişti. Adamın derin bir soluk aldığını ardından kısık bir sesle mırıldandığı küfrü işitti. Gözleri onun bedeninde takılı kalırken yavaşça kendisine dönen adamın yüzüne baktı. O ezbere bildiği yüze... "Ya beni vur ya da bırak gideyim Komiser" boğuk sesi kalın ve tehtitkardı. Her zaman ki gibi diye düşünmeden edemedi kadın. Her zaman ki gibi...