"Bi-Bir kral olarak sana durmanı emrediyorum."
Gözlerime şehvetle bakmaya devam ederken, bu koşuşturmada yüzümün önüne doğru dağılan saçlarımı kulağımın arkasına nazikçe iliştirdi. "Kralım," şimdi ise bakışları dudaklarıma kaymıştı.
"Sizi öpsem ölüm cezasına çarptırılır mıyım?"
Alaylı ses tonuna karşı iyice gerilmiştim ve beni sıkıştırdığı kitaplık sırtımı rahatsız etmeye başlamıştı. Gözlerimi gözleri hariç her yerde gezdirmeye başladığımda ise bu hareketimden hoşlanmamış gibi çenemden tutup bizi göz göze getirdi.
"Cevabınız hayır mı? Yani sizi öpmem de sorun yok?"
Kafamı panikle sağa sola sallamaya başladım. "Hayır, hayır. Yani evet. Yani hayır, yani- çarptırırım. Seni ölüm cezasına çarptırırım. " Bir anlık dalgınlıkla saçmalamam hoşuna gitmiş gibi gülümsedi. Taehyung, çekici bir adamdı, kabul ediyordum ama bu şuan yaptığı şeyin yanlış olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
"Ne var biliyor musunuz, kralım? Sizi öpmeyeceğim. " Söylediklerinin ve bir anda geri çekilip nefes almamın bana iyi hissettirmesi gerekiyordu değil mi? Ama bunun yerine boşluktaymış gibi hissettim. O ise arkasını dönmeden önce son kez konuştu.
"Beni ilk siz öpeceksiniz."