İşaret
  • MGA BUMASA 80
  • Mga Boto 2
  • Mga Parte 2
  • MGA BUMASA 80
  • Mga Boto 2
  • Mga Parte 2
Ongoing, Unang na-publish Sep 08, 2014
sabahın ilk ışıkları pencereden doğruca yüzüme vuruyordu ah lanet olsun ne ara sabah olmuştu oysa ki ben daha yeni yatmıştım lanet lise ödevleri lise sonda olmama rağmen hala çocuk gibi ev ödevi veriyorlardı derdi neydiki bunların ...istemeye istemeye yataktan çıktım Mickey mouse lu terliklerimi ayağıma geçirdim sallana sallana odamdaki banyonun yolunu tuttum kendimi zorla içeri çektim ve esneyip gerinmeye başladım ah tanrım yatarken üstümü bile değiştirmemiştim altimda taytım üstümde de bol yaka penyem vardi lavaboya yaklaştım ve aynaya baktım lanet olsun biri beni uyurken dövmüşmüydü gözlerimin altı halka halka morarmıştı lanet bunların geçmesi haftalar sürerdi musluğu açtım ve yüzümün buz gibi suyla buluşmasına izin verdim soğuk su gerçekten iyi gelmiş biraz olsun ayılmıştım yüzümü kurulamak için havluya uzanırken onu farkettim orda öylece duruyordu up uzun altın sarısı saçları yosun yeşili gözleri yerleri süpüren uzun gece mavisi elbisesiyle hızla arkamı döndüm kimdi bu kadın
All Rights Reserved
Sign up to add İşaret to your library and receive updates
o
#839büyücü
Mga Alituntunin ng Nilalaman
Magugustuhan mo rin ang
KIZIL GECE  ni DuruMavii
85 Parte Kumpleto
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
Magugustuhan mo rin ang
Slide 1 of 10
FIRTINA ZAMANI  cover
Zamansızların Ardından  cover
KIZIL GECE  cover
Yılan Yuvası cover
YIRTICI GÖZLER cover
Azrathia'nın kamçısı cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
Gizli Saklı  (+18) cover
~SİS~TAEKOOK cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover

FIRTINA ZAMANI

6 Mga Parte Ongoing

Askerin kanı yerde kalmaz, hainin de kökü kurumaz, derler. Bu kez kuruyacaktı!