Alev, Güneş, Deniz ve Toprak, sıradan birer lise öğrencisilerdir ve birbirlerinden haberleri bile olmadan, belli bir düzen sonucu yan yana getirilmişlerdir.
Ellerindeki özel siyah izlerin hayatlarında birdenbire varolmasıyla bunu araştıran ve büyük, hatta çok fazla büyük bir efsanenin başrollerini oynadıklarını öğrenen dörtlümüz, bundan sonra normal gitmeyecek hayatlarına, ve efsane gereğince yüzyıllardır aranan "Güç" adlı, ne olduklarını bile bilmedikleri bir şeye alışmak durumunda kalmaktadırlar.
Ta ki, bu efsaneden, o savaşın sonunda hayatını kaybeden tanrı ve tanrıçaların çoğunluğunu öğrenene kadar...
O kadar çok yüce ruh ölmüştü ki, sadece, 6 tane tanrı ve tanrıça kalmıştı, gerisi ise yüce ruhların ardında bıraktığı güçlerini paylaşan element gruplarıydı.
Bronz, demir, altın, titanyum, gümüş, oganesson, helyum, klor...
Hepsi şuan dünyada insan bedeninde bulunmaktaydı...
Tanrı ve tanrıçalar dahil.
...
"Bir gün, öyle bir lanetin sebebi ben olacağım ki, siz, yüzyıllar boyu devam eden bu savaşın sonunda, onların bitmesi için yalvarmalarına şahitlik edeceksiniz. Karanlığımı bir süreliğine bölmene izin verdim Hemera. Aşkımı bölmene asla izin vermeyeceğim."
Nadir kedi türlerinden biri olan pars, bir insan bedeni ile bütünleşmişti.
Pars Bera Sarkan.. Yarı insan yarı pars.
Koyu gri renginde yırtıcı gözlere ve keskin pen çelere sahip olarak bir dönüşüm geçirse de özünde bir insandı. Türü gereği vahşi, insan karakterine göre ise sert bir yapısı olan bu pars, tıpkı ismi gibiydi.
Ve bu parsın önüne çıkan bir çift orman yeşili göz, tüm vahşi doğasını alt üst etmişti.
***
03.05.2022
Tüm hakları saklıdır!