Kulağı sağır edecek gürültüde parlak bir şimşek çaktı.Gezegenin en parlak, göz kamaştırıcı renklerinden oluşan gökkuşağı kendi resmini çizdi pembe gökyüzüne. Bir kar tanesi usulca yanağından kaydı genç kızın. Deniz en sert dalgasını kıyıya yanaştırdı. Şiddetli rüzgar fırtınayı beraberinde getirdi. Bir bebek çığlık attı öfkeyle yüzünü çizerek. Bir mor menekşe...cezayir menekşesi idam ettirdiği adamın yakasından koptu usulca. Fırtınayla gelen koca gözlü kız fırtınayla terk etti yuvasını. Upuzun zorlu yolları aştı yara bere, kir pas içinde. Bağırdı duyulmadı,ağladı durulmadı. Tam 32 dünya saati yürüdü evine dönmek adına. Ama 57 ışık yılı uzaklıkta başka bir gezegene vardı bilmeden. Dünyaya. Dünyada bir çınar ağacının önünde yara bere, kir pas, aç bilaç, en önemlisi annesiz bir şekilde boylu boyunca yatıyordu. Ve kulağı bir küt sesi işitti açtı zar zor sık uzun kirpikleriyle çevrelenmiş iri gözlerini. Karşısında yalnızca kitaplarda görebildiği bi varlık vardı evet o olması gerekti kadınlara hem benzeyen hem benzemeyen bu varlığı o kadar araştırmıştı ki evet bu havvadan önce yarattılan ademe benzeyendi. Bir erkek. Onun geldiği yerde olmayan varlık. Hızla irkildi o neredeydi? Birden kulaklarının alışık olmadığı kalın, tok kalbini tekleten bir ses işitti "Kimsin? kim geldi?" Gül Şirin , erkek görmenin verdiği heyecan ve şaşkınlıkla mahvolmuşluğunu unuttu kısa bir süre için ardından cevap verdi kesik kesik "B-bben Şirin, Gül Şirin ,ben geldim."All Rights Reserved
1 part