Her yeni doğan bir bebek canından can koparılmışcasına ağlar. Peki, neden gülmek yerine ağlar hiç düşündünüz mü? Onlar bu hayatın en temiz, en masum varlıkları değiller mi? Yoksa bizler gibi masumiyetlerini kaybedeceklerini bildikleri için mi ağlıyorlar? Onların düşünceleri, hisleri, duyguları var mı ki? Peki, bir insan masumiyetini ne zaman kaybeder? Bir yaşı, zamanı, mekânı var mı? Bence bir geçmiş gibi geleceğimizde gözlerimizin önünde akıp gidiyor ve biz buna rağmen yanlış yollarda yürümeyi tercih ediyoruz. Masumiyetimizi, saflığımızı, o tertemiz hayatımızı kendi ellerimizle kirletiyoruz. Beklide bizi bunu yapmaya iten yaşadığımız hayatın ta kedisidir. Bu hikâyede Uğur'un doğar doğmaz neden ağladığını, Hale ve Serap'ın hayatın zorluklarına rağmen hâlâ bir umutla hayata tutunmalarını, Erkan'ın masumiyetini, nasıl hayatını kirlettiğini ve bunu ona yapmaya zorlayan zorlukların neler olduğunu göreceksiniz. Eminim ki bu kitabı okumadan önceki siz ve okuduktan sonraki siz, siz olmayacaksınız.