Ellerini boğazıma dayamıştı. Nefes almak gittikçe imkansız bir hale geliyordu. Sol elimi onun göğsüne dayadım. İyice odaklandım. Elimden çıkan buzdan kazık göğsünün içinden geçti. Elleri yavaşça gevşedi ve ağzından kan gelmeye başladı. Bana başka çare bırakmamıştı. Ağzından gelen kandan yanağıma bir damla düştü. Bakışları eskiye döndü. Sanki kurtulmuş gibi, bana ufak bir tebessüm etti ve yanıma düştü. Acı içinde kıvranıyordu. Acıdan bir eliyle diğer kolunu tırmalıyordu. Çaresizce ona bakıyordum. Gözlerim şuan sadece onun acı içinde kıvranan bedenine, gözlerine bakıyordu. Elini tutmak istiyordum. Güç vermek ve ona her şeyin geçeceğini söylemek istiyordum. Yumuk gözlerini araladı. Bir şeyler söyledi. -Se agapó! (Σε αγαπώ) Bu onun son sözü oldu. Artık karnı inip kalkmıyordu. Hızlı soluk sesleri gelmiyordu. Ona henüz söylemediğim, onunla yaşamak isteyip yaşayamadığım onca şey vardı oysa... ••• İşler bu raddeye nasıl geldi? İşte bunu cevabı bu hikayede! Hadi sende serüvenimize oy ve yorumlarınla eşlik et! Ares : Savaş