Vatan...
Kimisi için sadece 5 kelimeden oluşan bir yer, kimisi için ise canından, kanından oluşan bir yer...
Vatanı için sevdiklerinden, canından, hayatından, her şeyinden vazgeçen bir genç ve artık daha fazla vatan savaşçıları ölmesin diye hemşirelik okuyan bir kızın hikayesi.
"Bir şey değil hemşire. Buraya gönüllü olarak gelmişsin öyle duydum. "dedikten sonra gözü dağlara daldı.
"Evet, ailem çok karşı çıktı. Burası tehlikeli diye göndermek istemediler beni. Ama ben çok fazla ısrar edince karşı çıkamadılar."
"Neredeyse burada 4 yıldır görev yapıyorum. Çoğu doktor ve hemşirenin kaçıp gittiğini gördüm. Buralar zordur hemşire cesaretini takdir ediyorum ama korkup sende kaçıp gitme."
"Ben o hemşire ve doktorlar gibi değilim, her insan aynı değildir Üsteğmenim. Merak etmeyin ben kaçıp gitmem."
Yetişkin okurlar için uygundur!
Bir Mahalle Hikâyesi...
Çok daha fazlası...
✨
"Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı.
"Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi.
"Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?"
Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu.
"Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.