Soğuk bakışları yüzümün her bir miliminde dolaşıyordu. Kalbim, göğüs kafesimi parçalarcasına hızlı atıyordu. Kesik kesik aldığım nefesler, bana hiç yardımcı olmuyordu. İki elini de başımın yanına koymuş, kafasını da aramızda çok kısa bir mesafe kalacak şekilde eğmişti. Karanlık ve ıssız sokakta kendimi çok çaresiz hissetmiştim. Kaçamazdım. Biliyordum, buna asla izin vermezdi. Karşımda onun olduğuna hâlâ inanamıyordum. Nasıl bulmuştu beni? Ne yapmaya çalışıyordu? Eğer amacı aklımı başımdan almaksa, bunu kesinlikle başarıyordu!
"N-ne istiyorsun benden?" dedim. Sesimin titremesine ve fısıltı gibi çıkmasına engel olamamıştım. O da benim gibi fısıldayarak "Benden kaçmaya kalkışma Doğa. Benden kaçamazsın. Benden kaçmaya çalıştıkça, seni daha çok içime çekeceğim! Bunu sakın aklından çıkarma." dedi
Dedikleri iliklerime kadar titrememe yol açmıştı. Korku ile sağ kolunun altından çıkmaya yeltendiğim an, kolumu yumuşak ama bir o kadar da sıkı bir şekilde tutarak, sırtımı arkamdaki duvara yasladı. Gözlerimden firar eden yaşları izledi bir iki saniye. Başını biraz daha eğerek, kafasını boynuma gömdü.
"Benden kaçmamanı söylemiştim sana, Güzelim. Çünkü bu sadece yorulmana neden olur. Ben istemediğim sürece kimse benden kaçamaz. Kimse Ateş Savaş'tan kaçamaz..."
©Tüm hakları gizlidir. (Ç)alınma hâlinde gerekli yasal işlem başlatılacaktır.All Rights Reserved