"Freya Teenhold" titrediğimi hissettiğimde belli etmemek için elimden geleni yapmaya çalışıyordum. İsmimi ondan en son duyduğumda kaç yaşındaydım? Altı, yedi... "Oldukça değişmiş görünüyorsun" kıkırdadığında dudaklarından sadece birkaç kelime değil, diken fırtınasının da dışarı fırladığını hissettim. Kollarıma ve parmak uçlarıma batıp beni şoka uğratacak şekilde esir almıştı. Baştan aşağı tüm vücudum karıncalanıyordu. "Calum Hood" ismini söylerken beni geren şey bunca zamandan sonra nasıl hala rahat hissettirdiğiydi? "Seni burada görmeyi beklemiyordum" uyduruk bir kasaba partisinde, elimde plastik kırmızı renkli bardaklarda ucuz bir kokteyl varken ve kendimi soyutlamak için terasa çıkmışken ben de hayatımın geri kalanını önü alınamaz bir biçimde değiştirecek olan karşılaşmayı yaşamayı beklemiyordum. Sol omzumdaki ince askı rüzgarla beraber düşse de umursamadan kafamı ayılmak ister gibi sağa-sola salladım. Tombul yanakları ve kızarmış dudakları dikkatimi dağıtırken sallanıyor gibi hissediyordum. Boyu oldukça uzamıştı ve dağınık saçları uçuşuyordu. Sol elini arada bir onlara daldırıp daha dağınık olmasını sağlıyordu. Alkolün etkisinden mi bilmiyorum ama aniden gülmek istemiştim. Kahkaha atmak ve bağırarak geçmişe dair bulduğum bu parçaya sarılarak şükürlerimi dile getirmek istedim. Sadece gülümsemek daha doğrusu ufak çaplı kahkahamı havaya salmakla yetindim. "İnanması güç Hood" bana doğru bir adım atıp sağ eliyle terasın ince siyah demirlerinden destek aldı. Yüzümde bir şeyler arıyor gibi inceleyerek gözlerini kıstığında gülüşüm yüzümde dondu ve öylece izledim. Alt dudağını dili yardımıyla nemlendirip kaşlarını kaldırdı. "Sesin değişmiş, gülüşün aynı" içtiğim kokteylin tam şu an boğazımı ve göğüs kafesimi yakması mümkün müydü?All Rights Reserved
1 part