KOR BUZULLAR
  • Reads 111,791
  • Votes 3,650
  • Parts 11
  • Reads 111,791
  • Votes 3,650
  • Parts 11
Ongoing, First published Jul 10, 2020
onun deyimiyle soğuk kaltağın tekiydim. Canım yanmazmış gibi canımı yakar ve beni sözcükleriyle alaşağı ederdi çünkü duygularımın olmadığını düşünürdü. içimdeki ateşten bihaber günden güne kavrulup kül olmamı sadece izlerdi.

-Affan lütfen hem-"

-Affan değil Affan Ayvaz bu bir istediğini asla yapmayacağım bu da iki şimdi çıkabilirsin!"

itiraz istemeyen sözleriyle beni susturmuş çatılı kaşlarıyla kapıyı gösteriyordu. Sabahtan beri yalvarmalarımı görmezden gelmişti. Sinir kat sayım boyumu geçmiş sıkılı yumruklarımla Affana bakıyordum.

"Affan mısın Ayvaz mısın her ne boksan kibarlık kotam bitti anladın mı beni? Seni insan yerine koyup sabahtan beri derdimi anlatmaya çalışıyorum ama sen durmadan götlük yapıyorsun! yeter anladın mı yeter!! "

"Kes sesini!!"

gür sesi odayı doldururken yanak kasları gerilmekten çukurlaşmıştı.

"Asıl sen kes sesini sana yalvarmamdan bu kadar hoşnut oluyorsan bir de şu sözlerimi dinle."

gözlerinin yeşili alev almış burun delikleri genişlerken dik dik bana bakıyordu.

"Al o işe yaramaz çükünü kendine sok-"

lafımı bitiremeden Affan hırlayarak üzerime atlamıştı çığlık atarak geriye kaçmaya çalıştığımda kafamı arkamdaki rafa vurmuştum. Cam parçalanma sesi kulaklarımı çınlatırken gözlerim kaymış sesli bir şekilde inleyerek yere yığılmıştım. İki koluma asılan Affan beni ayakta tutmaya çalışırken hırıltılı sesi kulağımın dibindeydi.

"Bebek istiyordun öyle değil mi? Şimdi bu işe yaramaz çükümle bak sana neler yapıyorum! Bakarsın dördüz olur!"

Hırıltılı sesi ve gıcırdattığı dişleriyle sanki canımın acısı ikiye katlanmıştı. Sözlerini yeni yeni idrak ederken gözlerimi sabitleyemiyordum. Hem korkumdan hem de kafamdaki acıdan bilincim kapanırken kollarına tutunmuş kendimi bırakmıştım.
All Rights Reserved
Sign up to add KOR BUZULLAR to your library and receive updates
or
#150hırs
Content Guidelines
You may also like
ESİR by gizzemasllan
69 parts Complete
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm. Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı. "Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım. "Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim. "Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum. "Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı. "Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim. "Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı. "Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek. Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım. "Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu. Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
İMDADIM cover
Berdel +18 cover
Kara Gül  cover
ESİR cover
Lavin cover
GECENİN İZİ cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
GÖNÜL ŞİFASI cover

AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18)

52 parts Ongoing

Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız. O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi. ⏳ "Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça. "Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."