Ben Devrim. Saç uçlarına kadar kırıklarla bezeli, gökyüzünü dünyası, yıldızları ise kendine yuva edinen, bedeni büyümüş ama ruhu darağacında halâ asılı kalan, kimsesini bir yol ortasında kaybetmiş, kalbi suskun, kendisi kimsesiz kalan bir kız çocuğuyum. Çocuk ruhu boynundaki urgana esir, kalbi derme çatma bir harabeden ibaret 25 yaşında bir kız çocuğu. Gözlerindeki serçeleri yaşatmaya çalışan, gülüşü çoğu zaman gözlerine ulaşmayan, ismi manasını kaybetmiş Câna'yım ben.
Kendimi idam etmeye karar verdiğimde çocuk ruhumun asılı kalacağını bilemezdim.
Doğduğum günün yıllar sonra bir ölümle kutlanacağını bilemezdim.
Bir çığlık duyup o ara sokağa girdiğimde anlamını kaybettiğim kalbimin tekrardan mânâsını bulacağını bilemezdim.
Geçmişin bir iz gibi beni takip edeceğini bilemezdim.
Doğum gününde terk edilen Meyra Akay, kısa süre sonra hamile olduğunu öğrenir. Bebeğinin babasının ona destek olmayacağından emin olan Meyra'ya umut hiç beklemediği yerden doğar. Aynı hastanede çalıştığı ve sürekli didiştiği doktor Yaman Yürekli, yıllardır aşık olduğu kadının en büyük destekçisi olur.
Bu süreçte yaptıkları anlaşmalar ikisinin arasında kalsa da bazı anlaşmaların altında kalbi karıştıran bir gerçek yatar.'