Siyah saçlı adam elindeki iskambil kağıtlarıyla birlikte esmerin önünde durdu. Esmer ise dolu gözleriyle onu izliyordu. Beyaz tenli, hafifçe boğazını temizledi. Ardından iskambil kağıtlarını sıkı sıkı tuttuğu ellerini hafifçe kaldırdı. Sağ eli kağıtları tutuyor, sol eli ise bir örtü misali kağıtların üstünü kapatıyordu. ''Karalar,'' dediği sırada sol elini, kartları kavrayarak boyun hizasına kadar kaldırmaya başladı, kaldırdığı esnada parmaklarını serbest bıraktı ve kartlar sanki yolunu biliyormuşçasına, aynı düzenle, sırayla sağ eline geri düştü. Esmerin gözlerindeki yaşlar akmak üzereydi.
Son kart olan maça ası hala sol elindeydi. Bu sefer ellerindeki kağıtları esmere doğru uzattı, sol elinde maça ası, sağ elinde ise destenin geri kalan kartları vardı. Siyah saçlı adam sol elindeki kartın iki ucunu da parmaklarıyla tutup kağıdı büktü, esmer pür dikkat ellerini izliyordu, ''Ve denizler aramızda olsa bile,'' beyaz tenli büktüğü kağıttan parmaklarını çektiği anda bükülen kağıt sol elinden sağ eline doğru fırlamış ve desteye düz bir şekilde düşmüştü. Adam maça asını tekrardan sol eline aldı, bu sırada esmer gözlerini onun gözlerinden ayırmadan ellerini ona uzattı. Siyah saçlı elindeki maça asını ters bir şekilde bıraktı ve eliyle kartın üstünü kapattı. Sonrasında ikisi de birbirine baktı ve aynı şeyi söyledi. ''Kalplerimiz daima birlikte olacak.''
Beyaz tenli elini kartın üstünden çektiğinde esmer elleri arasındaki karta baktı.
Artık kart maça ası değil, kupa ikilisiydi.