KAR ÇİÇEĞİ
  • Reads 33,276
  • Votes 3,414
  • Parts 43
  • Reads 33,276
  • Votes 3,414
  • Parts 43
Complete, First published Jul 20, 2020
Mature
❄TAMAMLANDI❄

Hafif geri çekildi ama uzaklaşmadı. Ben titrek bakışlarla ona bakarken yüzümün kırmızının hangi tonu olduğunu düşünmek bile istemiyordum. Utançtan gözlerine bakamıyordum ve bana bunu yapmasına engel olabilecek gücü, iradeyi kendimde bulamıyordum. "Seni sus çizginden öptüm, çünkü her konuştuğunda sonuna kadar dinleyeceğim." diye fısıldadıktan sonra bu defa gözlerime dudaklarını bastırdığında "Seni gözlerinden öptüm, çünkü her baktığın yerde ben olacağım." dedi.

Burnuma küçük bir buse bırakıp "Seni burnundan öptüm, çünkü her nefesinde içine işleyeceğim." dudakları usulca boynuma gidip tam adem elmasının olacağı yerden öptükten sonra oldukça yoğun sesiyle konuştu. "Seni boynundan öptüm, çünkü her yutkunduğunda beni hissedeceksin." 

Suda daha da eğilip tam kalbimin üzerine sertçe dudaklarını bastırdı kazağımın üzerinden. Olduğum yerde titrerken boğuk bir sesle konuştu. 

"Seni kalbinden öptüm, çünkü onun tek sahibi ben olacağım." 

❄☃️

Başlangıç Tarihi = 17.07.2020
Bitirme Tarihi = 01.05.2023
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add KAR ÇİÇEĞİ to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GÜCENİK by nilufertan
62 parts Complete
Ben cenaze töreni boyunca mezara bakıp belirsiz düşüncelerimde boğulurken, pek sevgili kayın validemin nasırlaşmış elleri ile boğazıma yapışıp acısını hafifletme isteği ile sıraladığı suçlamaları hissizce dinledim. "Hep senin yüzünden, oğlum senin yüzünden canına kıydı." Sessiz kaldım, yapmak istediğini yapabileceğini göstermek amacı ile çırpınmadım bile, nefesim kesilene kadar sıktı boğazımı da nefessiz kalan ben, kolumu kaldırıp müdahale bile etmedim, edemedim. Ama tepkisizliğimin sebebi ne anne olmasıydı ne de onun acısına kimsenin acısının yaklaşamayacağını bilmemdi. Tepkisiz kaldım zira kendi ailem de dahil şu anda, bu mezarda bulunan herkes hatta burada bulunmayanlar dahi bu ölümden zaten beni sorumlu tutuyordu. Tepkisizdim belki de haklılık payları vardı ve ben de bu durumu çoktan kabullenmiştim. Neden mi? Eşimin Facebook hesabında, intihar etmeden önce durum güncellenmesinde paylaştığı yazı, hakkımda yargısız infaz hükümlerini işleterek kanaatin oluşmasına sebep oldu. Peki eşim ne mi düşünüyordu: ''Hayatımın anlamı olan kadın, eşim, karım şu kısa hayatımdaki hem en temiz sayfam hem de en utanç tablomsun! Beni istemediğim bir adam, bir cani yaptın şimdi de sen yaşa bu vicdan azabı ile, şimdi de sen hisset, insanın kendisinden iğrenmesi ne demekmiş, her şeyin sorumlusu sensin, yaptığım ve yapacağım her şeyin SORUMLUSU SEN, hoşça kal...''
VERDA by bensessizkelebek
6 parts Ongoing
"Bazı insanlar kendi kendilerine iyileşmek zorundadır. Kimseye yardıma ihtiyaçları olduğunu anlatmazlar, belli etmezler." Satırlara fısıldamak bir bıçak ile kalbimi oyuyormuşum gibi hissettiriyordu artık. Bir zamanlar anlaşılmak ümidiyle, satır satır acıyı davet ediyordum sayfalara. Sonrasında o sayfaları alevle tutuşturuyor yakıp küle döndürüyordum. Sayfalarım o denli ağır geliyordu ki acı altında çürüyordu her zerrem. Bir kere bulanmıştı ellerim mürekkeple akan salt acıya, temizleyemiyordum artık. İçten dışa doğru bitiriyordum bedenimi, bir kurtçuk varmış gibi. En çok da susmaya başladığımda yitirdim kendimi. Acıyı içimden satırlara akıtmaya çalıştım. Susmak ağır gelmişti bünyeme, eziliyordum konuşamadıklarımın altında. Bir insanın sustukları bu kadar acıtıyor olamazdı. Farklı bir acı vardı, tarif edilemeyecek kadar derindeydi. Sanki bütün iç organlarımı birer birer eziyor gibiydi. Ezildikçe bedenimin kapladığım alan küçülüyordu, cenin pozisyonunda görünmez olmaya çalışarak kendime sığınıyordum. Tek istediğim görünmez olup herkesten uzaklaşmaktı. Yetmeyince duvarlar örmeye başladım her gece. İlmek ilmek, sıkı sıkıya duvarlar. Bir nevi dış dünyanın acısını içeri almak istemiyordum, bunun için alan oluşturuyordum. Bilmediğim şey ise en çok zararı kendi kendime verdiğimdi, bunu da öğrenmiştim artık. Aynanın karşısına geçtiğimde duvarlardan ibaret, umutsuz, sevgisiz, yalnızlığa aşık, sessiz bir kadın görüyordum . Halimden memnundum bir yerde, çünkü kimseye ihtiyacım olmadığını anladığım noktada dış dünyaya karşı daha da güçlenmiştim. Güçlüydüm artık. Sadece dış dünyaya gösterilen bir güçtü bu, içimde hala dizlerini kendisine çekip göz yaşlarını koluyla silmeye çalışan küçük kız vardı.
You may also like
Slide 1 of 8
Karanlığın Aç Çocukları Serisi cover
Turşu Kavanozu - Texting✔️ cover
S A R E cover
MÂHÎ cover
GÜCENİK cover
VERDA cover
LAL cover
KARANLIĞIN ŞEHRİ cover

Karanlığın Aç Çocukları Serisi

71 parts Ongoing Mature

Karanlığın Aç Çocukları Serisi, Akılbaz (1.kitap) ve Canbaz (2.kitap) olmak üzere burada yayımlanmaktadır. ____ Parmak uçlarım geniş omuzlarına dokunduğunda aniden gözlerime baktı. "Artık ben senin kadar kötüyüm, sende benim kadar kötü. Başımı yaslayabilirim bu omza, ikimizde hak ederiz." Ondan bir cevap beklemekten ziyade kendi kendime konuşuyor gibiydim. Az önce parmak uçlarımı gezdirdiğim omzuna başımı yasladığımda göğsüme büyük bir ağırlık çöktü. Öyle ki neredeyse nefes almakta zorlanıyordum. Reha ensemin üzerinden saçlarıma dokunduğuna iyice yoğunlaştı o his. Anlımı omzuna bastırarak gözlerimi sıkıca yumdum. Ama nasılsa, hayatımı zaten berbat etmemiş miydim? Kısık sesle, hatta neredeyse fısıldar gibi "Her şeyi mahvettik, artık kimin neyi hak ettiğini hesaplayamayacak kadar mahvoldu her şey." dedi.