Dissosiyatif bir adam.. Tek beden de 2 kişilik.. Adam; 2. kişiliği herkesten nazaran sadece bir şey istiyor. Ölüm.. Bu neden de kendisi bile istemediği hatalar yapıyor. Fakat, hata yapsa bile bunu bilinçli bir şeklide yapmıyor. Belkide bu ona daha ağır geliyor. Kim ister ki; bir başkasını öldürdüğün de kameraları izledikten sonra sadece; 'evet ben yaptım' diyebilsin? Evet diyordu ama elinden gelen sadece tedavi olmaktı. Peki tedaviyi kabul edecek mi? İçin de bir ben (kişilik) daha var ve terapisti reddediyor.. Genç bir kadın.. Asil cesur ve kararlı.. Kadın; Yalanların üzerine kurulmuş bir hayat.. Sahte bir hayat yaşadığını öğrenince güçlü kalmayı becerebilecek mi? Yoksa hayattan pes edip, ölmeyi mi deneyecek.. 2 karakterde birbirinden güneş ve gece kadar uzak. Fakat, bu hikaye bunları bir araya getirip, yeni bir hayat sunacak. Bu hayat ise; güneş kadar parlak hem de gece kadar karanlık. Bu dünya onlara öyle bir hayat sunacak ki; hem dünya'nın en mutlu insanı hemde ölümü arzu edecek kadar kötü bir yaşam verecek. Sizce bu hikayenin finalinde kim kazanacak? Dünya mı, birbirinden alakasız 2 karakter mi? "Ay bugün biraz daha parlak. " "Sanki içimde ki karanlık tarafı biraz daha aydınlatmak istercesine.."